Her canlı bir kere aşkı yaşar herhalde. En azından bir kere…
Ben genç kızlığımda yaşadım mesela bir tane…Sarılırken
titrerdik birbirimize.Her günümüz beraber geçerdi de; birlikte olamadığımız
saatlerde birbirimize mektup yazardık.O derece yoğun, o derece delilik ve
tutkunluk arası bir hallerdi yaşadığımız.'Aşık oldum işte' dediğim anı da
hatırlıyorum! Gerçekten!
Gece yarıları bitmek tükenmek bilmeyen saatler süren uzun
telefon konuşmalarımız olurdu hani sevgililerimizle…O zamanlar cep telefonları
yeni çıkmıştı, ev telefonlarından konuşmak hala daha popülerdi.Ev telefonun
telsiz değilse, çok zordu işin, o gece konuşmalarında. Kablosu uzun bir
telefonun olması en sağlıklısıydı yatağın içine annen,babandan gizli o ahizeyi
sokabilmek için!
İşte o uzun gece yarısı ne konuşabildiğimizi hatırlamadığım
telefon seanslarından birinde, daha ilk zamanlarıydı ilişkimizin, gece saat kaç
bilmiyorum ama bana bir şey oldu.Böyle içim ürperdi, kalbim sarsıldı telefonun
ucundaki o çok sevdiğim , bana birşeyler söylerken.Dedim 'bana birşey oldu',
böyle bir sessizlik…'İçime bir şey düştü' dedim. O da; 'ben de hisettim bana da
oldu' deyince, tamam dedim aşk işte bu! Biz aşka düştük!
Saatler boyu süren telefon konuşması sırasında
uykusuzluktan içimiz geçmiş de olabilirdi belki o düşme hali! Ama biz düştük
aşka, o gün veya daha sonra…Ve sonra çok aşıklık halimiz böyle 2 sene kadar
sürdü o aşkta…Kimseyi gözün görmez, çok mutlusundur sadece iki başına…Aslında
iki değil, tek bir kalp olur o iki kalp beraber.Öyle acaip şahane bir kafa.
Arada böyle kıskançlıklar,kavgalar, ama sonu hep sevgi,hep sarılma,hep
mutluluk…
Ben işte o zaman; çok mutlu,karşılıklı aşkı yaşadım. Sonra
bir gün bende bitti o aşk, ya da aşık olmak hali. Ben de gittim.
Ama gittikten sonra da aslında hep dönmek istedim o şahane aşk
hissine. Bir daha da kimse ne beni onun gibi sevdi, ne bana o yoğun duyguları
hisettirdi.O aşktan sonra zaten öyle sayısı çok fazla da ilişkim olmadı, uzun
sürerdi benim sevgililiklerim çünkü…Sonra çok sevdiğim bir adam oldu, iyi bir insandı, beni de çok
sevdi, tam da beni dengeleyecek bir karakterdi.Yani ben çılgın, o sakin…Ben
gezgin, o dingin…Dedim tamam arkadaşlarımın çoğu da evleniyor o
dönem…Evleniverdik gitti!
Mantık ve sevgi içinde oldu evliliğim evet.Ama ben bu kadar
duygu insanıyken ne mantık yetecekti, ne de sevgi….Eğer duygularınız
davranışlarınıza mantığınızdan daha çok hakimse hayatta, evlilik için tek
gereken; aşk olmalı dostum!
Çünkü evlilik öyle şahane bir şey değil,
tüketiyorsun,tükeniyor o kurum da bir yerde…Aşk varsa inan ne kadar tükenirse
tükensin, mutlaka kırıntıları kalıyor.Ve bence, o kırıntı bile hayat boyu bir
ilişki sürdürmene yetebiliyor.
Benim evliliğim de bitti ya aslında bitmezdi. Bitti, aşk
zaten yoktu, sevgimiz de didikleye didikleye hallaç pamuğu gibi olmuştu.Dila
ile beraber mutlu bir aileydik aslında.Ama bir takım dış etkenler, bazı
zorunluluklar bizi öyle bir noktaya getirdi ki dedim kısmet bu demek artık zorlamayalım.İkimiz
de karı koca iyi insanlarız.Kime sorsan bizi , cami yaptırmadık ama bence
derler yani 'ooo çok şahane insanlar , çok iyiler, çok şekerler' diye. Öyle valla; kalbimizde kötülük yoktur bizim, hatta saflık ,aptallık derecesinde
iyiliklerimiz var bizim.
Ama işte karı ve koca olarak olmadık biz birbirimize. İyi
gelmedik. Yani şu yanlıştı aslında, ben çok enerjiğim, o sakin, yok zıt
kutup..Bunlar olmaz, tamam mı bak daha evlenmemiş arkadaşım! Evlilikte; hadi aşık olmadın, sevdin çok, mantık
da kuruyosun madem, peki ama o zaman aynı şeylerden zevk aldığın birini bul bak öyle çok nasihat etmem, tek edebileceğim
tavsiye de budur sana, söyleyeyim.
Biz birbirine iyilik,saflık dışında hiç benzemez iki insan,
eninde sonunda olmadık, olamadık.
Ama mutlaka bir sebebi var olamamızın.Yanlış yaptık belki
ama ortaya çok doğru bir şey çıkardık.Doğru olarak kalması da şu an tek ortak
amacımız belki de. Dila, bu süreçte
bence bizden daha iyi idare eden bir tavır sergilemekte. Zor ama
üstesinden gelinecek bir hal bu boşanma, çocuk için de anası, babası için de.
Tek düşündüğün en nihayetinde çocuğun olursa, orta yolu bulabiliyorsun
sanki.Bunu tecrübe ettikçe göreceğiz elbet.
Dedim ya, mutlaka bir sebebi var olmamamızın.Yoksa ben, asla, hele de çocuk sahibi olduktan sonra dul bir anne rolüne gireceğimi düşünmezdim
hayatta.
İnsanın başına düşünmediği herşey de geliyormuş, bunlarla
büyüyormuş işte demek insan. Olmadık biz çünkü iyi insanlardık, olmadık ki
gerçekten olacak olanlar hayatımıza girsin ve gökten elmalar düşsün,kızım için,
benim için, iyi insan, eski eş,her daim akrabamız, kuzunun babası için ve
hayatımıza girip bizi mutlu edecek ve mutlu olacak diğerleri için…
Devam edecek….:)