Perşembe, Ağustos 16, 2007

Dila'nın Delisi!










İki ay..Neredeyse, tam iki ay oldu...Yandaki resimlerde görülen doğum ve hastane anılarını yaşayalı...İki ay...Dila Hanım dünyamıza geleli iki ay oldu...18 Ağustos'ta ikinci ayı bitecek Diloşumun...Öyle hızlı geçti ki o iki ay...Ben birçok şeyi hatırlamıyorum bile...18 Haziran sabahı nasıl heyecanla hastaneye gidişimiz var sadece aklımda...Sabahın 6sında heyecanımı bastırmak için hastane odasını kocayla bir telaş nasıl süslediğimi hatırlıyorum bir de...Bir düğün havası yaratacaktım...Diloşun doğumu düğün gibi olmalıydı...Kalabalık bir parti gibi...
Nitekim öyle de oldu...İlk gün odamızda sevinci paylaştığımız insan sayısı 70-80'di!!
Ameliyat ve anestezi akşama doğru biraz sarssa da beni, parti havasının tam ortasındaydım...Diloş gelmiş,hayat yeniden başlamıştı!

Dila Naz 18 Haziran 2007 Sabahı tam 10.43'de çıktı annesinin koca karnından...Nazan Öncel'in 'Her telefona sen çık,her kapıya sen bak,beni hatırla...' şarkısı çalıyordu fonda...Ve bir de annesinin ağlama sesi...Dila da ağladı ilk çıktığında, ama sonra annesinin koynunda huzurla sessizleşti...İşte o zaman annesi hıçkırdı,hönkürdü,baktı ki kapkara,tüylü beklediği kızı, pembe bir melek!Hoşgeldin Dila...hoşgeldin diye ağladı Kıristıl hanım...Ömründe ilk defa hissetiği o çok başka bambaşka annelik duygusu ile...Sonra babası sarıldı Dila'ya...Annnesinin yanında güçlü bir kol uzandı minik güzel kıza...Aile olmuştu artık Kıristıl ve kocaman koca...Artık tam bir aile,minik pembe,kara saçlı kızlarıyla!




















Çok şanslı bir bebek olarak doğdu Dila...Sevenleri,arayanları,kutlayanları öyle çoktu ki...Binbir bereketle geldi doğumuyla...

Hastaneden çıkıp,ev hayatı başladı sonra...İşte o zaman annesi Kıristıl hanım Dila'nın delisi halini almaya başladı...
Önce emzirme dünyasına adım attı ve şaşırdı kaldı bu yeni dünyada...Sonra emzirmeye alıştı ve bayıldı bu minik suratla yaşadığı o güzel anlara...
Fakat Kıristıl hanım,yani bendeniz efendim...Hiç onaylamadığı o deli annelerden olma yoluna girdi, bir türlü çıkamaz oldu o moddan...İki aydır bilgisayarı açamaması da ondan...
Ay Dila uyudu mu,ay Dila emdi de doydu mu, ay Dilanın uykusu bozuldu mu...Ah Dila'nın kakası koktu mu:)...Dila Naz böylece bir buldumcuk oldu:)

Bugün ikinci ay kontrolü için doktoruna gittik ve aşılarını oldu Dila Hanım...Derin ve yorgun bir uyku çekerken yanımda, ilk defa niyetlendim ve yazacağım artık bloguma dedim...Artık gerçek hayata,normal yaşama dönme vakti dedim...
Evet bebekle hayat çok değişik ve bambaşka...Trafik kazası gibi bir şok yaşatıyor bebeğin doğumu bence insan hayatında...Ne kadar hazır olursan ol, ne kadar beklentiye sahip olursan ol...Doğum gerçekleşip,bebeği kucağına aldığın an hiç de hazır olduğun ya da beklediğin şeyin bu olmadığını anlıyorsun...Tüm beklentilerin dışında, bambaşka çok başka bir duygu ve yaşam şekli bu...

İlk başlarda Dila ile hayatı anlatırken diyordum ki...Sanki bir oyuna katılmışız...Onu ağlatmadıkça bonus kazanacağız,emzir,gazını çıkar,altını temizle,uyut....Bir yarışa katılmışız gibi geliyordu...Aman Diloş ağlamasın,aman bonusları biz toplayalım!

Sonra Dila her geçen gün büyüyüp,minik insan halini almaya başladıkça,ona bakışım ve hayatım da öylece değişti işte...Dila annesini,babasını tanımaya başladı...Bize gülücükler atmaya,anlamasak da bizimle konuşmaya başladı...Ve ben de deli anne halini yavaş yavaş aldım böylece...
Dila'nın doğumuyla kocaman kocanın önemini iyice kavradım...İyi ki kızımın babası olmuş bu kocaman koca dedim hep...O olmasa şu son iki ayda sürekli değişen ruh halimi kontrol edebilmek, gün geçtikçe artan Dila sevgisi ve sorumluluğunun altında ezilmemek mümkün olamazdı...

Buradan en başta kocaya teşekkür ediyorum...Hep böyle kalmasını,hep böyle koca omuzuyla bana ve kızına destek çıkmasını diliyorum...
Sonra anlatacak,yazacak çok şey var ama bir başlayalım dilerim gerisi gelir diyorum...
Lohusalık sendromunun Kıristıla yansımış halini anlatmalıyım,sonracııma emzirme dünyasında yaşadıklarımı paylaşmalıyım,sonracığıma gün geçtikçe tatlılaşan kızımdan ve gün geçtikçe yoğunlaşan annelik olayından bahsetmeliyim...

Ama hepsinden öncee...
Diloşun doğumuyla 40 gün 40 gece süren kutlamaları paylaşan tüm dostlara yürekten teşekkür etmeliyim...Blog camiasından o kadar çok teyzesi oldu ki Diloşumun...Öyle şanslı bir kız ki...'İyi ki 'dedirtti yine bu blog bana doğum sonrasında da...İyi ki bu blogu açmışım dedirtti...Son aylarda biraz ayıp etsem ve az uğrasam da bloguma...ne mutlu ki çok güzel dostlar,yakınlarım olmuş buralarda!
Hepsini tek tek yazacağım elbet...tüm olanı biteni,taa nerelerden Diloşa gelen süpriz hediyeleri...Beni lohusa halimle duygu yoğunluğuna boğup ağlatan isimleri!

Doğum hikayemi ve ardından gelen günleri,geç olmadan Dila Hanım daha fazla büyümeden oturup yazacağım...Artık bu blog Dila için devam etmeli...Devam etmeli ki hayat normale dönsün...Tamam ben deliyim,annelik bence zır delilik hali ama...biraz normal hayata karışmalı artık!E o zaman çalsın sazlar oynasın kızlar,Dila'nın delisi Kıristıl'ın annelik hali ve yazıları başlayaaaa!