Cuma, Eylül 21, 2007

boşluk...

21 Eylül cuma saat 15.00 itibari ile evimiz neredeyse tamamen boşalmış bir halde...
salon,yatak odam,dolap odam...her yer boş...boşluk hakim evimizde...
taşınıyoruz.
yeni evimize gidiyoruz.
Hani hep yaşamak istediğim,dönmek istediğim çocukluğumun,gençliğimin geçtiği semte gidiyoruz.
Önce eşyalar cilalansın,azıcık değişsin yüzleri...onbeş gün sonra kalan eşyalarla gideceğiz yeni evimize.Yeni yepyeni bir oda olacak tabii o evde.Dila Hanım'ın odası...Kızceğizimin bu evde odası olmadı,3 ay odasızdı yavrukuşum...Üstelik beşiği de kendisinin büyüyen ebatlarına uymadığı için son 20 gündür portatif bebe yatağında yatmakta tombikcanım...

Hal bu,durum bu...evde ustalar çalışırken,Diloş uyuymamak için direnirken...Ben de 1 ay boyunca bloga yazıcam diye hayal kurup anca 1 ayda yine vakit bulurken...evde bir boşluk,yüreğimde daha acayip bir boşluk hakim olmakta...
Gelin geldiğim evi boşaltmak mı bu boşluğa sebep?
Hayır...boşluğun sebebi az önce aynada kendi yansımamı görmem belki...yorgun yüzümü,morarmış göz altlarımı,bitmiş enerjisiz kalmış kıristılı...
Lohusalık sendromu neyse bitmiyor anacım...Geldi gitmedi üzerimden...Kendime gelemiyorum bir türlü...olamıyorum eskisi gibi...çok arıyorum o neşeli enerji dolu her bir şeye yetişir halimi...
Ben bu kadar güçsüz müydüm ki teslim oldum şu sendroma...anlamıyorum...
Kendimi sevemediğim için hayat da bana zor geliyor...
Dünyanın en güzel,en tatlı Dilası benim kızım...Bunun için süper mutlu olmam ve hayata pespembe bakmam gerekirken...Beceremiyorum eskisi gibi musmutlu olmayı.
Güzel kızımla en canlı halimle ilgileniyorum ama kendimi çok bırakmış vaziyetteyim.Kendimi hiç sevmez bir haldeyim...Hamilelikten kalan küçülse de hala var olan göbeğim ve hala üstümde yapışık kilolar belki benim canımı sıkan...Belki de tüm olay görsellik...
Hayatta çok değer verdiğim bir şey görsellik..Belki de görsel halim korkunç olduğu için toparlanamıyorum...Toparlanamadıkça içten içe kararıyorum...
Oysaki önümde çok güzel günler var dünya tatlısı Diloşumla geçireceğim...
Taşınmaya uğraşıyorum ama kendimi toparlamayı beceremiyorum.
Buraya bile yazı yazamıyorum...üretemiyorum...
Sanki Dila'dan başka bir şey yok bu dünyada...Kendime gelemiyorum....
gözlerimin dolmasını engelleyecek bir formül bulursam,yeniden bir şeyler karalayacağımdır buraya...
şimdilik biraz bunalım var havada!

Perşembe, Ağustos 16, 2007

Dila'nın Delisi!










İki ay..Neredeyse, tam iki ay oldu...Yandaki resimlerde görülen doğum ve hastane anılarını yaşayalı...İki ay...Dila Hanım dünyamıza geleli iki ay oldu...18 Ağustos'ta ikinci ayı bitecek Diloşumun...Öyle hızlı geçti ki o iki ay...Ben birçok şeyi hatırlamıyorum bile...18 Haziran sabahı nasıl heyecanla hastaneye gidişimiz var sadece aklımda...Sabahın 6sında heyecanımı bastırmak için hastane odasını kocayla bir telaş nasıl süslediğimi hatırlıyorum bir de...Bir düğün havası yaratacaktım...Diloşun doğumu düğün gibi olmalıydı...Kalabalık bir parti gibi...
Nitekim öyle de oldu...İlk gün odamızda sevinci paylaştığımız insan sayısı 70-80'di!!
Ameliyat ve anestezi akşama doğru biraz sarssa da beni, parti havasının tam ortasındaydım...Diloş gelmiş,hayat yeniden başlamıştı!

Dila Naz 18 Haziran 2007 Sabahı tam 10.43'de çıktı annesinin koca karnından...Nazan Öncel'in 'Her telefona sen çık,her kapıya sen bak,beni hatırla...' şarkısı çalıyordu fonda...Ve bir de annesinin ağlama sesi...Dila da ağladı ilk çıktığında, ama sonra annesinin koynunda huzurla sessizleşti...İşte o zaman annesi hıçkırdı,hönkürdü,baktı ki kapkara,tüylü beklediği kızı, pembe bir melek!Hoşgeldin Dila...hoşgeldin diye ağladı Kıristıl hanım...Ömründe ilk defa hissetiği o çok başka bambaşka annelik duygusu ile...Sonra babası sarıldı Dila'ya...Annnesinin yanında güçlü bir kol uzandı minik güzel kıza...Aile olmuştu artık Kıristıl ve kocaman koca...Artık tam bir aile,minik pembe,kara saçlı kızlarıyla!




















Çok şanslı bir bebek olarak doğdu Dila...Sevenleri,arayanları,kutlayanları öyle çoktu ki...Binbir bereketle geldi doğumuyla...

Hastaneden çıkıp,ev hayatı başladı sonra...İşte o zaman annesi Kıristıl hanım Dila'nın delisi halini almaya başladı...
Önce emzirme dünyasına adım attı ve şaşırdı kaldı bu yeni dünyada...Sonra emzirmeye alıştı ve bayıldı bu minik suratla yaşadığı o güzel anlara...
Fakat Kıristıl hanım,yani bendeniz efendim...Hiç onaylamadığı o deli annelerden olma yoluna girdi, bir türlü çıkamaz oldu o moddan...İki aydır bilgisayarı açamaması da ondan...
Ay Dila uyudu mu,ay Dila emdi de doydu mu, ay Dilanın uykusu bozuldu mu...Ah Dila'nın kakası koktu mu:)...Dila Naz böylece bir buldumcuk oldu:)

Bugün ikinci ay kontrolü için doktoruna gittik ve aşılarını oldu Dila Hanım...Derin ve yorgun bir uyku çekerken yanımda, ilk defa niyetlendim ve yazacağım artık bloguma dedim...Artık gerçek hayata,normal yaşama dönme vakti dedim...
Evet bebekle hayat çok değişik ve bambaşka...Trafik kazası gibi bir şok yaşatıyor bebeğin doğumu bence insan hayatında...Ne kadar hazır olursan ol, ne kadar beklentiye sahip olursan ol...Doğum gerçekleşip,bebeği kucağına aldığın an hiç de hazır olduğun ya da beklediğin şeyin bu olmadığını anlıyorsun...Tüm beklentilerin dışında, bambaşka çok başka bir duygu ve yaşam şekli bu...

İlk başlarda Dila ile hayatı anlatırken diyordum ki...Sanki bir oyuna katılmışız...Onu ağlatmadıkça bonus kazanacağız,emzir,gazını çıkar,altını temizle,uyut....Bir yarışa katılmışız gibi geliyordu...Aman Diloş ağlamasın,aman bonusları biz toplayalım!

Sonra Dila her geçen gün büyüyüp,minik insan halini almaya başladıkça,ona bakışım ve hayatım da öylece değişti işte...Dila annesini,babasını tanımaya başladı...Bize gülücükler atmaya,anlamasak da bizimle konuşmaya başladı...Ve ben de deli anne halini yavaş yavaş aldım böylece...
Dila'nın doğumuyla kocaman kocanın önemini iyice kavradım...İyi ki kızımın babası olmuş bu kocaman koca dedim hep...O olmasa şu son iki ayda sürekli değişen ruh halimi kontrol edebilmek, gün geçtikçe artan Dila sevgisi ve sorumluluğunun altında ezilmemek mümkün olamazdı...

Buradan en başta kocaya teşekkür ediyorum...Hep böyle kalmasını,hep böyle koca omuzuyla bana ve kızına destek çıkmasını diliyorum...
Sonra anlatacak,yazacak çok şey var ama bir başlayalım dilerim gerisi gelir diyorum...
Lohusalık sendromunun Kıristıla yansımış halini anlatmalıyım,sonracııma emzirme dünyasında yaşadıklarımı paylaşmalıyım,sonracığıma gün geçtikçe tatlılaşan kızımdan ve gün geçtikçe yoğunlaşan annelik olayından bahsetmeliyim...

Ama hepsinden öncee...
Diloşun doğumuyla 40 gün 40 gece süren kutlamaları paylaşan tüm dostlara yürekten teşekkür etmeliyim...Blog camiasından o kadar çok teyzesi oldu ki Diloşumun...Öyle şanslı bir kız ki...'İyi ki 'dedirtti yine bu blog bana doğum sonrasında da...İyi ki bu blogu açmışım dedirtti...Son aylarda biraz ayıp etsem ve az uğrasam da bloguma...ne mutlu ki çok güzel dostlar,yakınlarım olmuş buralarda!
Hepsini tek tek yazacağım elbet...tüm olanı biteni,taa nerelerden Diloşa gelen süpriz hediyeleri...Beni lohusa halimle duygu yoğunluğuna boğup ağlatan isimleri!

Doğum hikayemi ve ardından gelen günleri,geç olmadan Dila Hanım daha fazla büyümeden oturup yazacağım...Artık bu blog Dila için devam etmeli...Devam etmeli ki hayat normale dönsün...Tamam ben deliyim,annelik bence zır delilik hali ama...biraz normal hayata karışmalı artık!E o zaman çalsın sazlar oynasın kızlar,Dila'nın delisi Kıristıl'ın annelik hali ve yazıları başlayaaaa!


Cuma, Haziran 15, 2007

Doğuma gittim,gelicem!

Zaman nasıl hızla akıp gitti hala inanamıyorum.En son postu 2 ay önce yazmışım ve ışık hızıyla ilerlemiş zaman!
İki gün sonra yani bu haftasonunu geçirdikten sonra,pazartesi bu çok alıştığım hamilelik halim sona eriyor!
Yani Türkçe meali, anne oluyorsun Kristıl Hanım!
Ama nasıl olacak da olacak, kendim hala çocukken bir bebeğim olecek!?Onu ve Hanya ile Konyayı çok değil, 2 gün sonra görmeye başlicizz efenim!
Aslında yazacak,anlatacak o kadar çok şey var ki, o kadar çok şey oldu ki...Neden anlamadım çok sevdiğim bloğum,hamileliğimde bana çok uzak geldi...Halbuki ne komik ve bazen değişik olaylar başımdan geçti...Hepsi öyle birikince unutuyor insan,unutmasa da üşenmeye başlıyor...Dilerim hamilelik halim sonlanır ve Dila Naz Hanım'a kavuşurken bu halim de sonlanır ve bundan sonra buradan Dila Naz ve Kristıl'ın pek hareketli,bereketli günlerini paylaşırım...
Hareketli demişken...Umarım şu an içimde artık pek yeri kalmadığından güç bela hareket eden,göbeğimi ittiren bebehanım,tüm hamileliğim boyunca yaşadığım hareketten olumlu etkilenmiştir.Yani; 9 ay boyunca sokaklarda sürten,deliler gibi gezen,yürüyen bir annenin kızı olarak gezmeyi sever,huysuz ve ağlamaklı bir arkadaş olmaz!
Olmasın ki bir an önce 40'ına falan kalmadan,aslında 20sine...bir an önce ,artık 10 günlük mü olur neyse, sokaklara atalım kendimizi kızımla...Öyle çok istiyorum ki onunla yazın keyfini çıkarmayı...Erkenden dış dünyaya kızımla beraber açılmayı...Hayırlısı diyelim...Sağlıklı olsun, gerisini hallederiz zati!(diiğ mii ,diğğ mi:))

Tam doğuma giderayak, bu hafta evde biraz oturdum ki hamilelik boyunca çektiğimiz resimleri falan topladım...Aşağıda da görüceksiniz anacım...Bendeki gelişim, muazzam!Şunu iddia edebilirim ki, hiç bir şeyde ortalama olmayı sevmeyen,hayatı hep uçlarda yaşayan,duyguları hep maksimumuyla idrak eden bir kişilik olarak, hamilelikte de en hamile insanlardan biri olmayı becerdim! Yani öyle kapris,aşerme baabında falan değil...hiç ööle aşermem olmadı hatta bile diyebilirim...Ama hamileliğin neredeyse tüm semptomları bende süregeldi...Ve bırak semptomu,zemptomu...Hayatınızda görebileceğiniz en büyük göbekli hamillerden biri oldum yahu!Ben bizim Dila Hanım'ın n kısmetse sezaryan ile gerçekleşek doğumunda doktora çok zorluk çıkarmayacağına inanıyorum...Yani hani 7 kat kesilirmiş ya göbek,bence bizimkinde maksimum 3 kat kesilse çıkacak bizim kız! O derece yüzeye,göbeğe yakın olmalı...yani benim iç karın diye biişiyim yok olmalı ki, bu göbek kendini bööölee dışarı verdikçe verdi...uzadıkça uzadı!
Hele son zamanlarda sokakta yürürken, bana korku,heyecan ile karışık bakan,'aha şimdi doğuracak ayol bu kız' bakışları atan teyzeleri görünce..taamam dedim...en hamile benim anasını satiim!




Bu yanda ilk 3 aylık hamil Kristıl halleri var...Aslında o ilk 3 aylık döneme ait pek resmim yok...Amerika gezisinde 4 haftalık falan hallerim,ki dönünce öğrendik bebe hanımı...Sonra bir Ankara gezisinde 6-7 haftalık falan halim,bir de yılbaşındaki tipitoş durumlarımın resmi var...Sebebi belli..ilk 3 ayım,yani hamileliğe alışma,değişen hormonlarla tanışma ve ayak uydurma kısmı zordu benim için...Sürekli salak bir bulantı,aralarda kusma,ter basmaları,kocaya inanılmaz sinir olma,sadece kocaya değil tüm dünyaya gıcık kapma ama hep zavallı kocayı hırpalama!...Çok şükür ki,sağlam bir ilişkimiz varmış koca efendi ile de güç bela o en gıcık hamilelik sürecini atlatmışız!
Hamile kalacaklara tavsiyem, ilk 3 aylık dönemi yabana atmasın ve eşlerini uyarsınlar!başka,bambaşka bir insan olabiliyorsunuz o 3 ayda!
misal:peyniri benim dediğim tabağa koymayan kocanın kafasına sandalye fırlatmaya kalkmak ! tamam sinirli olursun da bu ne demek ki!
Ey koca,tüm bu manyaklıklar için affola!



O kabus gibi 3 ay bitince, biraz biraz sakinleştiğim dönem, yani 2. 3 aylık dönem başladı efenim...Yandaki resimler de bu dönemden...Biraz daha insan içinde normal bir hal aldığım, normal tepkiler vermeye başladığım dönem..Hatta artık hamileliğin keyfine varmaya başladığım,üstüme başıma süper düper kılıklar bulup,hababam debabam kendimi süsleme derdine düştüğüm vakitler...Bu arada bu dönemin sonu geldiğinde göbeğim gayet büyümekte idi, ama çatlak falan yoktu..'Hehe' dedim,zaten yıllarca o kadar kilo alıp verdim, hiç çatlağım olmadı ki!Dolayısıyla aktardan aldığım badem yağı karışımını,banyo sonrası kremlenmeyi devam ettirdim ama hani o meşhur hamilelikte sürülen kremlerin hiçbirini almadım,nasıl olsa çatlağım olmaz benim diye....





Sonra yandaki resimlerin çekildiği son 3 aylık döneme girdim efenim...Çatlaklar da 7.ayımda zorttadanak ortaya çıkıverdii benim büyümesi gittikçe çılgınlaşan göbeemde!Aynada o kadar zor farkettim ki önce, o koca göbeğin altında bi yerlerde kırmızı bi takım çizgiler vardı belli belirsiz...dedim bu ne,çizdim mi göbeğimi...eğilince de göremiyorum anasını satiiim...anca aynadan zor bela gözüküyo...sonra çatlak nedir,nasıl olur bilen tecrübeli arkadaşlarımca onaylandı ki ben çatladım anacım!Hem de çatır çatır...bu son 3 ayda bir dövme figürü gibi aşağıdan başlayan o çizgiler yukarı doğru yayıldı,bööle nebiliim ağaç dalları görüntüsüyle dallandı budaklandı...ben kendimi şu an iyi hissetmek için onların sanatsal bir görüntüsü olduğuna inanmak istiyorum...zira bu dönemde iyice ayyuka çıkan dünyanın tüm kıllarının bende toplanma durumu göbekte de kendini gösterince,pek iyi gözle bakamıyorsun göbeene ama olsun! Evet bir de bu dönemde iyice kıl tüy uzama durumuna şahit oldum...hayatımda görmediğim kadar çok tüy ve kıl çıktı her biyerimde!aldırmaya kalktım,hoop hemen ve acilen,derhal uzadı bu tüyler...meğer hamilelikte bunnar da oluyomuş efenim...kiminin kıl,tüy sorunu bu dönemde durur hatta azalırmış,tabii ki bende gayet tersi oldu işte!çok lazımdı ya!İşte ben bu son dönemde dermo kozmetiklerin tüm markaları ile göbeeme müdahele ettim ama tabii çatlaklar ısrarla devam etti yoluna...yani diiceim şu ki...bu tarz bir büyümeye taş olsa çatlar aslında ama...ve ne kullanırsan kullan çatlarsa çatlar eğer kaderinde varsa ama...hamile kalceklere önerim, hamileliğin başından itibaren bildiiniz tüm kremleri kullanın derim..hayır çatlasa bile yapmadım,önlem almadım dememek için...ben o kadar biliyodum her bi moku,markayı,kremi..aha nooldu...ulen madem biliyodun bari süreydin başından diye kendime kızdım işte!

Sonra bu son dönemde benim sadece göbeğim değil,el ve ayaklarım da acayip büyüdü...şişti,şişti...ellerim manikür tutmaz oldu...hatta tırnaklarım şişmekten etlerime battı görünmez oldu!Ve hayır,sürekli ölçüldü ama Allaha çok sükür,preeklampsi olmadı...Yani protein çıkmadı idrarımda,ya da tansiyonum hep normaldi...Ama tuzlu yememeye çalıştımsa da bir ara şekerim de yüksek çıkınca sınıra yakın, şekeri de kısıtlamaya kalktım....sonra son zamanlarda ehhh diyip abartmamaya çalışarak,şekerli de tuzlu da yedim...yemesem de ayaaam şiş,yesem de şiş kardiş napiiim!



vEEE, SON ay...aldığım kilolara,tüm şişliğime,ödeme rağmen...gezdim durdum ve 38.haftaya ulaştım geçenlerde!
Bu geçtiğimiz pazartesi aldığım kilo miktarı ahanda tam 22ydi efenim...Bu hafta daha almam herhalde diyorum ama alırsam da canımız sağolsn..bebe hanımın kilosu da fena gözükmüyo en azından...kendisi en son pazartesi 3600 civarı çıktı ki, boyu da uzun çıkıyor...Maşallah diyelim kendisine..umarım daha fazla da şişmeden,gözleri şişkoluktan çok da çekik olmadan çıkarıcizz bu pazartesi kendisini dışarı!

Yanda artık yok olan,kaybolmuş ayak bileklerim ve fil ayaklarımı görüyoruz...kendileri eskiden pek beğenilen bir ayak tipiydi...38-39 numara en kral en afili terliklere pek yakışırdı...şimdiyse 41 numaralarda boğum boğum olup can sıkıyor ama...

olsun...hepsi olsun...
Yeter ki Dila Naz sağlıklı olsun...Sağlıkla gelsin yanımıza...Ben çatlağı da,kılı da tüyü de çekerim...bu dolma el ve ayakları da...Yeter ki Pazartesi sabahı,o sağlıkla çıkıversin ve bağırsın avazı çıktığı kadar...bağırsın,ağlasın,sağlıkla nefes alıp vermeye başlasın...
Hala ama hala kendimi anne olarak düşünemiyorum...hala ama hala pazartesi sabahı bu dünyaya bir can getireceğime inanamıyorum...İçimde saçlı başlı,tırnakl falan bir insan evladı var....Hala tam idrak edemiyorum!
Hamileliğe o kadar çok alışmıştım ki...annelik nası bişi,neler olcek,bir türlü bilemiyorum!

Ama olacak değil mi...yapacağım herhalde...Dilerim en güzel,en iyi haliyle beceririm...
Yani dostlar...haftasonunda bir değişiklik olmaz ve Dila Hanım erken gelmeye kalkmaz ise...
18 Haziran Pazartesi sabahı heyecandan saçmalayan bir Kristıl olarak Amerikan Hastanesi'nde yeni hayatımıza,yeni yolumuza başlamış olacağız...Bebe hanımın resmini bu adreste en geç 19 Haziran'da görebilirsiniz sanırım...
Resimle yetinmeyip beni de görmek isteyenler olursa da bekleris efenim...Her türlü süs,püs,catering bile hazır anacım...Herkes,herşey sanırım hazır ama bir ben, bir de galiba babası hazır değil!
Babadaki heyecan da arttıkça artıyor...Doğuma girecek bu adam,bayılmaz umarım!
Doğum demişken,kısmetse epidural anestezi ile sezaryan olacak doğum...Aklıma geldikçe canlı canlı karnımın kesileceği, hissetmicemm ki,görmiceem ki diye kendimi telkin ediyorum ve hiştt uley sen tee kaç metrelerden yamaç paraşütü yapmış adamsın ne korkucen bundan diyip sakinleşmeye çalışıyorum....Ama korkuyoruuuumm!
Yani son olarak diiceiim o kii...dualarınızı,iyi dileklerinizi can-ı gönülden kabul ediyorum,bekliyorum!
Ve darısı tüm bebek sahibi olmak isteyen veya bekleyenlerin başına diyorum...

Yeni maceralara hazır mıyım,hazır mıyız?
Umarım :)
Bekleyin beni anacım...Bomba gibi,hatta bir bombayla dönücem İnşallah! :)

EK VE DİP NOT: Beni tüm hamileliğim boyunca yalnız bırakmayan,arayan soran,çekilmez olduğum anlarda bile çeken önce koca,sonra ana,baba ve bittabii tüm canım arkadaşlarıma buradan koca bir teşekkür etmem lazım...Dip notla olmaz aslında ama doğurayım sonra derin bir teşkür yazısı yaparız elbet!

Canım arkadaşlarım derken...Blog arkadaşlarımı daha da başka yere koyuyorum...Kimileri zaten artık sürekli görüştüğüm,sesini duymazsam rahat edemediklerim oldu...Dila Naz hanıma tee hamileliğimde hediyeler alıp,şımartmaya bile başladı bu arkıdeşler...Kimileri ile yüz yüze görüşemedik ama telefonlaştık çok çok,görüşmeden bile telefonda aldığın elektrik,bırak telefonu bloglardaki kısacık yorumlarla büyüttüğün arkadaşlık hislerini anlatmak yetmez...Kimi mailler attı,yorumlar bıraktı...dedim ya kimi ile telefonda kikirdeştik,bebe doğunca kısmet olacak buluşmamız diye de ekledik...İşte bunlardan bazısı beni ağlattı hatta bazen!İzmirden geldi biri mesela,yüzünü göremedim ama o gülen gözlerinin seçtiği battaniyesi oldu kızımın...Bir tanesi daha yakın oturuyordu ama onunla da görüşemedik...o da bu hafta beni sıkı ağlattı,neler düşünüp almış kızıma...ve üstüne üstlük kızımıza özel kart bile yazmış bu teyzesi...Valla şimdiden söyliim kendisine ve oğluna kayınvalide ve damat olması için talip olabilirim:)kızıma böyle kayınvalideye can kurban şekerim!
İşte buradan herkesi,tüm dostlarımı,şu satırları okuyan ve iyi dileklerini içinden geçiren,yüreğinin güzelliği gözlerinden okunabilen herkesi öpüyor,teşekkür ediyor...tüm güzelliklerin hepimizin yanında olmasını diliyorum!
Posted by Picasa

Cuma, Nisan 13, 2007

GÖNÜL ÇELEN

Bir aydır ellerim sürekli uyuşuk vaziyette yaşıyorum.Bildiğin uyuşuk,şu an klavyeye basarken acıyor parmaklarım o derece!Ellerimi de ayaklarımı da tanıyamıyorum çoğu zaman davul gibi şişiyor kendüleri!
Ama tüm bunlara ve gittikçe sivrileşen koca göbeğime rağmen, süper mutlu ve gezgin bir hamile olarak hayatımı geçiriyorum.Burada beraberce Maşallah diyerek devam ediyoruz!

Evde oturduğum gün sayılı...Genelde cuma günleri gazeteye 2 tane yazı birden göndermem gerektiği için ve son aylarda 2 yazıyı birden cuma sabahları düşünüp yazdığım için cumaları evde oluyorum.Geçen hafta ise cuma bile evde değildim, 3 gün boyunca annemlerde kaldım,ayaklarım çok şiş olunca kendisi bana bakıp,şımartmak istedi,hayır demedim!
Evde oturmayıp ne yaptığıma gelince bu ara...Nisan ayını artık ciddi ve efektif kullanılacak bir ay olarak görüyorum.Haziran 15-19 arası olacak herşey yolunda giderse doğum...Dolayısıyla bu ay alınacak,yapılacak ne varsa yapacağım ki Mayıs ayında evde sakince kalabileyim...Sakin ve evde kalmak şu an bana uzak gözükse de hayırlısı efenim demek istiyorum...
Bebeğe alınacak türlü türlü şey var, böyle uzuuun bir liste çıkardım internetten, kafayı sıyırıcam..konak diye bişi var bi de onun tarağı varmış mesela...bugün konak ne onu öğrenmeliyim!
İşte elimde o liste, yarın mesela gidip bi bebek mağazasına herşeyi alıp çıkmak istiyorum...yok banyosuydu,kremiydi,emziğiydi,önlüğüydü falan...
Yarın bir de önemli gün, bebeğimizin beşiği ya da biz taşınana kadar yatacağı zamazingosuna karar verip ısmarlayacağım geçen hafta gidip görüştüğüm bebek çeyizcisi tasarımcı hannfendiye...Bebek çeyizcisi de ne deme...Valla bu bebelere hazırlık düğün hazırlığı ile aynı neredeyse...Ben de süslü kokoş bi kişilik sahibi olduumdan malesef, pek beğendim böyle üstten tüller inen şık bebe beşiklerini...ondan sanırım illa ki alacağız işte!Taşınana kadar odası da olmayacağından bizim odada olacak o tüllü şey, bi de kokoş bi kız doğacak onun için kıza uygun bişiler beğenmem lazım işte yarın...O zamazingoyu,tülleri,yatak örtüsünü beğenip ısmrlarken, annem heves etti bir de bana pike takımı da ısmarlicekmişiz bu çeyizci tasarımcı tükkana..otkotürmüş kendileri ööle dediler bu arada!
bana pike takımının mantığı sanırım şu,lohusa olunca yatakta istirahat şeyediyosun, seni ziyarete gelenler de seni odanda görüyo o yüzden sen şık şıkrdım yataklarda şık şıkırdım gecelikle falan yatıyo musun nedir...ki eskiden mi öyleymiş...ama bildiim tek şey var ki ööle bişi olmicek, biz kocayla akşamları nereye yattığımızı bilemeden o güzel yeni pike takımı ööle eskiicek işte!Yani benim gördüüm hiç bi arkadaşım odada yatıp da halkı selamlamadı lohusayken!

Yarın büyük gün yani kristalin pek uğrayamadığı günlüğü...Becerebilirsek epey iş bitiricezz elimdeki listeden...
Ama tabi liste o kadarla kalmıyor...Fotoğrafçı ile görüşüp fiyat alıcam mesela!Ben önce burun kıvırıyodum ama resimlere baktıkça hayatımda kaç kere böyle anlar yaşayacağım diyerek karar verdim...Doğururken poz vericem anasını satiim:)Bak burada süper duygusal anlar var...Bu hanım kız indirim falan yapsa da anlaşsak kendisiyle...bakalım!

Sonraa, dün doktora gittik bebehanım ne durumda diye...İyi Maşallah,1600-1800 arası bi kiloda...29 hafta 2 günlük bebe için gayet normal ve iyi kendileri!kıpır kıpır kıpırdanıyo sağolsun sürekli huylanıyorum,ay falan diyorum kendi kendime,bakıyolar ööle noluyo be diye!Ben ki acayip gıdıklanan bi insanım, iyi dayanıyorum bu huylanmalara:)
Bebehanım normal kiloda iken,annehanım ise vücudunun bile inanamadığı bi kilolara ulaştı Maşallah!Bu ay sadece 2 kilo almış olsam da varmış olduğum noktada ağır sıklette şampiyon olurum breh brehh diyim ben! Ama herşeye rağmen, kafamda siyah beyaz puanlı ve fiyonklu kalın tacım,üzerimde siyah yakaları beyaz penye elbisem,bilekleri şişlikten artık gözükmeyen bacaklarımın altına babetleri çekip kokoş kokoş dolanıyoruM anasını satiim!
İşte dün öle dolanırken, listemde olan bir maddeyi daha hallettim,çok mutluyum..
Efenim malum doğum diil düğün hazırlığı dedik zati...doğururken oda süslemek diye bişi var biliyosunuz...Onu yapan şirketler de varmış piyasada, hatta sadece doğumda diil,mevlitte zartta zurtta da süsleme yapanlar var.sektörün gelişimine hayran kaldım...ulen hastane odasının kapısını odanın içini süslemede ne var ,git eminönünden al gereçleri,kır kıçını hazırla diyebilirsiniz...ama ben dün tanıştııım hanımlar sayesinde bu işi üstümden attıımm anacım...zaten beynimin epey büyük kısmı çalışmazken,tatile gitmiş yaratıcılığımı geri getirmeye uğraşamicim...bayanlar yapıyo kapının süsünü falan...fakat bi doğuriim, süper sektörmüş,girsek mi neeetsek yahu!
He bu bayanlar mantıklı fiyatlara bişiler yapıyo..ben dün bir yere uğradım yine Nişantaşında, iki kız kardeş açmış şahane şık bi yer...tükkanın içi parıl parıl,kristaller,tüyler,renkler,tüller,çiçekler...ortada metalden bişi,boyu benden uzun,süslemişler kristal süslerle,mavi objelerle,erkek bebek için..pek güzel olmuş!kaça dedim bu ...dedi böyle 1000 ytl...üzerine de çikolata asacağız..pek şık paketlerle tek tek çikolata asacaklar,tanesi 25 ytl anacım çikolatanın...4 kişilik aile ziyaretine geldi hastanede, çikota vericen o 1000ytllik ağaçtan, 100 ytl gidiveriyo anında!Neymiş,gelenlere hatıra! o kadar da hatırlamasınnar canım kardeşim beni,bebeği!
neyse herkes parası ölçüsünde tabii ki bişiler yapıyo işte...bu anlattıım örnek parasının hesabı olmayanlar için güzide ve gerçekten pek şık bi yer...

Bu arada bu bebek hediyecisi ablalarda,benim beğendiğim,sevdiğim tükkanda, güzel de bi uygulama var..mesela doğum yapan arkadaşınız var ve çiçek göndermek istemiyorsunuz,değişik bişiler olsun hediyeniz diyosunuz...bu bayanlar pek şık hediyeler hazırlamış,çiçek kutusu gibi bi kutu ama içinde bebek bodysi,önlüğü vs.. var...ya da bebek bezi pastası! Süper fikir mesela bu...Malum bebek bezleri pek önemli yer tutacak aile bütçesinde, pasta şeklinde içinde oyuncak falan da koyup bebe bezi gönderebiliyolar arkadaşınıza sizin adınıza..çok tuttum!
Bi de artık her hastanede çiçeğe izin vermiyolar,çiçeğe alternatif güzel bi fikir...
bu kadar reklamdan sonra bana bedava kapı süsü verirler mi len acaba:)

evde olmadıım günlerden birinde de geçen hafta, kızımızın bebek arabasını aldı halası...çok mutluyuz,helecanlıyız!3 tekerlekli arabaları kimileri hiç önermese de ben görüntülerine hasta olduum için çok hevesliydik...bi de sadece ana kucağını takabileceğin bi aksamı olması,arabayı süper spor hale getiriyo...fosforlu pembe bi arabası ve pembe turuncu çiçekli ana kucağı var bizim kızın artık! Alıp eve geldiğimiz akşam koca hemen taktı tekerlekleri falan,bi eğlenceli geldi bize, evin içinde arabayla dolandık durduk,göbeğimi koyup içine gezdiresim geldi...ertesi gün hava da süperdi,ilk defa bebeğin göbekte diil de kucağımda olmasını bu kadar çok istedim..istedim ki kendisini koyup gezdiriim arabasında!

İşte böyle heyecanlar,koşturmalarla geçiyo günler...
Bir önceki postta,(gerçi tek tek cevabımı yazıyorum yorumda ama)getirilen isim önerilerin hepsi için can ı gönülden teşekkür ederim herkese...
Her 3 günde bir değişen isim son 15 gündür çok kalıcı oldu...galiba da artık ismi tamam kızımızın efenim...
babası bok naz,tık naz olarak her isme naz eklemek istediği, ve nihayetinde babası olduğu için ortada bir naz oluyor mecburen!

Güzel kız,mümtaz bebek DİLA NAZ ILGAZ'dır efenim bizim kızımız diyerek herkesi öpüyorum!
Anlamı itibariyle tüm gönülleri
çelen Dila'mız sağlıkla gelecek İnşallah diyerek yazımı bitiriyorum..

Cuma, Mart 16, 2007

KIZIM,KUZUM,KIZANIM:)

Efendiim,nerde kalmıştık!Tee 30 Ocaktan beri yazmayan,haber vermeyen gıcık bir blogger ama aynı zamanda pek masum bir hamil olarak(biraz durumu kullanalım ama di mi:)) bir durum raporu yazmanın vakti biliyorum ki çoktan gelmiş,geçmiştir!
Kimileri hamileliklerinde gayet başarılı günlükler tutarken,ben bu dönemde bilgisayardan pek hazetmeyen aacayip bişi oldum ya pek enteresan..Neyse!Doğacak sabii kişinin teknolojiye pek sıcak bakmayan bir yapıda olduğuna mı işarettir bu nedir?Görüciiz bakalım!

En son 30 Ocakta,bizim beberuhinin cinsiyeti belli değildi ve ben de ona kılık kıyafet alacağıma kendimi süsler haldeydim.Hala o haldeyim fekat bizim bebenin de cinsiyeti çok şükür ki belli oldu.Efenim sabırsızlıkla kendime benzetmek istediim bir kız çocuğu sahibi olucekmişiz hayırlısıyla, ve sağlığı Maşallah gayet iyi olan bir bebeymiş ki 7 Şubat'ta gittiğimiz detaylı ultrason kontrolü ile öğrendik.Hamile olan ve hamile kalmayı planlayan arkadaşlara buradan bilgi,detaylı ultrasonumuzu İstanbul'da pek bilinen bir doktor olan Atıl Bey'de yaptırdık.Eğer bu konuda güvenilir bir isim arayan olursa,Atıl Bey süper bir Prof. ve aynı zamanda çok şeker bir insan,ekliiim istedim.

İşte 7 Şubat'ta bebe kişisinin cinsiyeti belli olduğu andan itibaren,bebe kişisi daha bir kimlik kazandı sanki...Bir coşku,bir heyecan...O gece,internetten bebek kıyafetleri siparişi vermiştim bile!Bir hafta sonra Amerika'dan bir iş seyahati nedeniyle gelecek olan canım cicim Ekinciğim getirdi efenim bu siparişleri...Kızımızın kirazlı ayakkabıları ve kirazlı kot elbisesi artık hazırdı!Niyeyse bi kiraz ve kırmızı saplantısı oluştu bende,hep kırmızı şeylere takılıp kalıyorum,azıcık çingenelik var galiba serde!

Ekin Hanım istediğimiz siparişleri getirdiğinde ve bir de daha önceden gelen hediyeleri önümüze dizdiğimizde, bizim bebenin kılıklarını koymak için bir dolap gerektiği ortaya çıktı...
Şimdi bu karışık bir durum çünkü aslında hayatımızda değişen bir sürü şey olduğu gibi, evimiz de bebeğimizin gelişiyle değişecek...Yeni yepyeni şeyler oluyor hayatımızda,ve ben evlendiğimden beri hayalini kurduğum doğup büyüdüğüm mahallede yaşama isteğimi bebekle beraber gerçekleştirebileceğim! Dolayısıyla,bebekimiz doğduktan 3 ay sonra biz yeni evimize taşınıyor olacağız.Bu sebeple minik hanıma bu evde oda yapmama kararı almıştık.Bir beşik alacaktık,yetecekti,yeni eve güzel bir oda hazırlayacaktık...
Ne var ki öyle çok ıvır zıvırı olunca hanımın daha şimdiden, kendisine bir dolap yapmak gerekti...Ve ben de oturma odasındaki Ikea kitaplığın 3 rafını çıkarıp içine askı takmak ve önüne perde koymak suretiyle bir bebek dolabı haline getirdim ki oturma odamız hafif bir bebe odası kıvamını böylece aldııııı:)Pratik çözümler için,Ikea gerçekten bire bir, seviyorum kendisini,buradan tekrar ileteyim dedim:)



Bebek odası kıvamını alan oturma odasını gören bebek hanımın babası eşim olcek heyecanlı insan,kızına ilk hediyeyi aldı.O da resimde görülen güzeller güzeli tahta attı!Kendisine ailecek bayıldık,odamızın en güzide parçası ilan ettik...Üzerine sallanacak bebeğimiz henüz daha karnımda sallanıyor olsa da,biz dekorasyon objesi olarak kendisini pek sevdik...

Ondan sonracııma,sürekli bir koşturma,telaş havası ile akıp geçti günler...Bu arada,canım cicim Topluiğnecim,2 kere geldi gitti İstanbul'a ve malesef ikisinde de görüşemedik.Ona ayrı bi üzüldüğüm gibi, bir de son gelme sebebi zaten pek üzücüydü,kayınpederini kaybetti iğnecim..Kendisine,eşine ve ailesine buradan sabır ve güç diliyor,onu çok öpüyorum.Ve ilk gördüğüm anda çokcana sarılmak istediğimi de belirtiyorum çünkü o telaş ve zor günlerinde resimde tahta atımızın üzerinde görülen şeker pembesi süper güzel bir battaniye almış iğnecim,hala her baktığımda o batanniyeye gözlerim doluyor...Hamilelikte insan biraz daha fazla duygusal oluyor!Ne tatlısın be iğnecimm...Bundan sonra hep güzel günler olsun ailenize ve herkese......




Efendime söyliim, sonra,bebeciğimize dolap yaptığımızı gören annemm,canım benim,sandıktan sakladığı benim bebeklik kılıklarımı çıkarıp,yıkayıp ütüleyerek getirdi ki bu da hamil kristıl kişisi için ayrı bir göz buğulanma sebebiydi...Bu fotolarda görülen mavi beyazlı elbise ve yeşilli mavili t-shirt ve takımları şu anda yuvarlanmakta olan azman bir herkül tipli kristıl insanının bir zamanlar giydiğine kiiim inanır ki:)

Azman bir herkül tipli dedim,devam ediim buradan efenim...İlk 5 ay,gayet mantıklı kilo alımı olabilen bir insan iken...Yani mantıklı derken,aslında kimileri yine de benim 5 ayda aldıımı tüm hamilelklerinde alıyor tabiğğ de...
Neyse,ilk 5 ay,6-7 kilo almışken son bir ayda ben diyim 4,sizin diyin 5, efenim onlar desin 6..öööle bi yemiş yemiş semirmişim ki olcek gibi diil!Fakat yerken ve semirirken de farkına varamamışımm..bu hafta doktora gittiğimde tartıya çıkınca grup halinde,doktor,ben,esrucan(başka bir hamil),doktorun asistanı,ve koca, topluca şok olduk...Yani nasıl oluyo anlamıyorum ama görünürde ben o tartıdaki insan diilim ama tartıda şu an telafuz edemiciim rakamlardayım efenim.Hayırlı uğurlu olsun diyim...Israrla büyümekte olan bir göbek ve koca bir surattan başka bi yerimde de irileşme yok,o da enteresan bi kilo alımı diye ekliim..
Bu sebeple, hala kendimi süslüyor, aldıım kilolar alacağım kılıkları etkilemiyor ve hala normal insan mağazalarındaki normal güzel elbiseleri üzerime giyebiliyorum...Ama zevkli oluyor bööle tabi,göbek kocaman ve sen o koca göbekle gerine gerine gezebiliyor,yerken göbeğinden utanmıyorsun!Şu sorular can sıkabiliyor tabii...mesela hiç tanımadıım bayanlar oluyor,mağazada,yolda..niyeyse hemen bir muhabbet gelişiyo:
Bayan yanındakine, ya da bana :Ay Maşallah ne tatlı bir hamile...pek şeker...vs..
Ben teşekkür ediyorum sırıtarak..
Sonra bayan: Kaç gün kaldı caaanımm..
Ben: 90 gün!
Bayan: Şok!:):)
Ya da ikiz mi diye soruyolar göbeen büyüklüü karşısında , ben de sinirlenmeden cevaplıyorum her soruyu:)
Yani diicem şu ki aldıım tüm kilolar göbeemi öne doğru uzattı ve dev gibi oldu,hakketten bugün doğurcek gibi duruyorum!
Resimler var,bir dolu çekildiğim,ancak bende mevcut değil,gönderilsin yayınliciim,bekliyorum..
Onun dışında, bu son ayda 4-5 kilo aldıım için, ellerimde uyuşmalar başladı...Obezlik ya da hamilelik nedeniyle olabilirmiş bu ,hem obez hem hamil olunca kesin oluyo demek ki!Aslında tuzlu yemememe rağmen,bu tür uyuşma ve şişmeler,mesela eller ve ayaklarda şişmeler de oldu bu son hafta...Biraz endişelendirdi beni,ancak tahlil sonuçlarım falan normal..tek sorun çok fazla ayakta duruyor ve araba tepelerinde geziyor olmam...Bir de tabi biraz daha tatlıdan falan uzak bir hayata geçersem,kilo almamı daha kontrollü hale getirebilirim...Yoksa 6 ayda 12-13 kilo almış biri olarak, 9 aya kalmaz patlarım!


Ve son konu tabii, bebeğimizin,hanımefendinin isim olayı...
Kendisi içimde oynamaya başladığında ve ben bu hareketleri hissedip korkmaktan vazgeçtiğimten beri, daha heyecanlı ve acayip bir duygu şeyi içindeyim...Ve kızımıza en yaraşan ismi bulma çalışmalarına başladım her anne-baba gibi...
Duru ismine acayip sıcak bakarken, hastanelerin web sitelerinde yeni doğan bebelerin resim ve isimlerine bakmak gibi yeni bir alışkanlık edindiğimden beri!, son günlerde her yeni doğan 5 kızın 2sine Duru ismi verildiğini görünce vazgeçtim bu isimden...
Sonra Duru olmadı Dora koyayım dedim...Bir baktım ki Dora, meğer süper sevimli bir çizgi kahraman!Koca kahve gözlü,kahve küt saçlı ,aynı benim küçüklüğüme benzer bir kız...Nasıl ısındım isme...Zaten erkek olursa Doruk mu koysak diye düşünürken,Dora'nın da Doruk,Zirve anlamı taşıması iyice kararımı etkiledi...Ne var ki bu isme karşı çıktı herkes...Kimi Musevi ismi dedi,kimi uyduruk dedi...Annem hele,telefonu yüzüme kapattı ismi ilk söylediimde!
Sonra çizgi film kahramanı ama anne çok şeker diyince, Safinaz koy o da çizgi film kahramanı diye pek olumlu tepkiler verdi!

Koca da pek sevmedi aslında, o sevsin ismi diye, gittim Dora'nın bebeğini aldım getirdim eve...Ama bebeği çizgi film halinden daha sevimsizmiş ööle dedi! Oturma odasında bir adet Dora bebeğimiz olduğuyla kaldı...

Bu isimden de cayıldı!

Bu haftanın ismini açıklıyorum Defne efendim...Babası ısrarla her ismin sonuna Naz eklediğinden..Ben ise iki isme karşı olsam da babaya da ayıp olmasın diyerek,düzeltiyorum..Kızımıza yeni aday isim...Defne Naz efendim!

Daha iyisini bilen, isim önermek isteyen beri gelsin!


DİP not1: Böyle uzun süre yazmayınca anlatması da uzun sürüyor,sıkıcı oluyor,kusra kalmayın!
Dip not2: yorumlarınıza cevap yazamıyorum ama bi soluklanayım tek tek cevaplamaya döneceğimdir Umarım...fekat şunu söyleyebilirim ki, burayı,canım sizi asla unutmadım,hep özler durumdayım..Arada girip herkesi okumaya çalışıyor,herkesi pek çok seviyorum...ve son postun yorumlarında bahsedilen baby on board yazılı t-shirtten eksik kalmayıp aldığımı da bildiriyorum!Bir daha bana hiç bi kuvvet o paraya bir t-shirt aldıramasa da ,kızım için efenim kızım için:)diyerek herkesi öpüyorum!
dip not3:ibekim ve aslıcım beni sobelediydi ama aylar oldu,beni ayıplamiceklerine inanıp,aflarına sığınıyorum...ulen o sobeleme canavarı kristıla bak be heey gidi heeyy peeh! diye ekliyor,kaçıyorum!
Posted by Picasa

Salı, Ocak 30, 2007

yaşasın koca göbek!

Hamilelik demek tembellik demek değil biliyorum...Ve aslında bu dönemde pek tembel durduğum da söylenemez...Sabahları 7.30-8.00 de kalkıyorum,kepek ekmeğim ve peynirimle güzel bi kahvaltı yapıp,evi topluyor,duşumu alıyor,sonraaaa süslenip püslenip kendimi sokaklara atıyorum...Niyeyse bi gezme hali oluştu...O ilk 3 ay evde yattım,midem bulandı,hasta gibiydim ya...Şimdi bomba gibi olmanın ve büyümekte olan göbeğimi gere gere gezmenin derdine düştüm! Ömrümde bir daha bu kiloda ve bu göbekle asla böyle gerinerek gezemeyeceğim yaa,şu bir kaç ay göbekle şık olunabiliri kanıtlama moduna geçtim!
He, bir de evde kaldığım zamanlarda da bir ev kadını olmaya başladım,kendim de yaparken şaşıp kalıyorum...Mutfağa girip en az beş çeşit yemek yapıp çıkıyorum son günlerde,bir çeşit enerji fazlalığı ve delirme sanırım!

Ama gel gör ki bu kadar enerjikliğe, bilgisayar başına geçmek olunca konu,tıkanıp kalıyorum...Sanki biri büyü yapmış,'internetten kaç,bilgisayar gördüğünde de kork' büyüsü!O sebeple,yine bir ay geçti,anca bu satırları yazıyorum.Maillere bakamıyorum,cevap veremiyorum,bir tıkanıklık,bir bönlük geldi,hayırdır İnşallah!
..Halbuki planlar dizboyuydu..Halbuki blogumun 1. yılı tee Ocağın 9unda dolmuştu...Ne kutlamalar yapıcaktım halbuki!
O kadar borçluyum ki bu bloga...Hayatıma kattığı o kadar çok güzellik,zenginlik ve yenilik oldu ki bu son bir yılda...İçimden bir teşekkür ettim ama coşkulu bir kutlamayı haketmişti aslında!

Seneye,2. senesinde hakketiği değeri veririm İnşallah diyoorr...Yine geç kalmış bir MERHABA İLE, 2007'NİN ilk postuna başlıyorum efenim!


Madem ki hamileyim,pek şıkım pek güzelim temalı bu postta, hamil ve kıyafet sıkıntısı çeken arkadaşlara yardımcı olmak istiyorum...
Şööle ki, efenim, ben hamile kalınca zannetmiştim ki hiçbişi üstüme olmicek, korkunç hamile kıyafetleri giyicem,bunalıma giricem...Korkunç hamile kıyafetlerinden kasıt,eğer seyrediyorsanız gittikçe fenalık bir dizi haline gelen 'bindirbir gece' deki hırslı manyak hamile gelinin kıyafetleridir efenim...Aman Allah yazdıysa bozsun,ööle iç kıyıcı kıyafetler giymeyi!
Neyse, işte hamile olunca ööle zonk diye zati kreasyon yapmana,dünya saçması kılıklar almana gerek yokmuş...Yavaş yavaş şişmeye başlarken hamil kişisi, uygun fiyata gayet güzel ve uygun modeller bulabiliyormuş günümüzde..Onu anlatayım istedim...



Bir kere, hamile kıyafeti satan mağazalar, hele ki son yıllarda bu hamilelerin kılık sıkıntısı yaşadığını farkedip,bu konuya el atan uyanık bir kaç yeni türeyen markalar, korkunç pahalı fiyatlara korkunç basit kılıklar satıyorlar efenim..bu pek aşikarr...
E ben de ne yaptım...Zati, bu ara çalışmıyorum,evdeyim..Bir de eşortman tipli ama pantalon modelli kılıklar da pek moda,hatta bazı şalvar tipli güzel pantalonlar da var...Belleri lastikli,gayet genişleyebilir tipli..Tanesi 20 ytlye tee Aralıkta indirimde, renk renk bu pantullardan gayet normal insan mağazalarından aldık efenim..Hatta takım bile yaptık üzerlerine de pek havalı bişiler bularak...Bu model pantul ve üstler,Afrodit olsun,Koton olsun böyle mağazalardan bulunabilcii gibi, pazarlarda da alası görülüyor efenim,sizi temin ederim!

Onun dışında bilindiii gibi, bu ara,uzun tunikler,taytlar pek moda...Tamam tayt çok iddialı bişi,geçmişimizin kabusu ama, hamile kardeşler için pek rahat bişi ama,kimse karşı çıkmasın...Ööle deli gibi sıkı olmasın karın kısmı,yeter!
İşte bu heryerde bulunabilcek tunikler,gayet mantıklı fiyatlara alınabilir efenim...Yoksa aynı tuniği hamile mağazasında 5 katına falan satıyolar,kanmasın,kandırılmasın vatandaş...Mesela ben, siyah beyaz tuniği gayet H&M ihraç fazlası satan pazarcı kardeşin tezgahından 15 ytlye aldım,sağolsun,varolsun..He yanındaki John Lennon vari çiçek çocuk tuniği,Hint malları satan Nişantaşının pek meşhurr caanım İndus'undan 30 a aldım almasına da, onda biraz kazıklandım...Yok fiyattan diil de, tuniğin üstte duruşundan...Siz siz olun,iri bi insansanız,hele bi de hamile, efenime söliiim, bööle iri renkli desenlerle bezenmiş,göğüsten aşaa bollaşan,bi de kolları yarasa kol olan bişiler giymeyin,arkadan yarmagülün kardeşi gibi gösükürsünüzz..benden demesi! Annem beni bu tunikle gördüünde,görüşmediimiz 3 günde 8 kilo aldıımı zannedip fenalık geçiriodu üzüntüsünden az daha!Yani diicem şu ki, insan bazen yanıladabiliyo bööle üzerine olabilecek kıyafetler konusunda!Şu an elimde bu gördüünüz beni Yarmagül Çiçek çocuğu haline getiren bir adet tunik boştadır,isteyen çok zayıf insanlara gönderebilirim..İnsaniyet namına,kilosu 40'ın üzerinde olanlara vermem,baştan söliim! O derece iri gösterio anacım!
Bi de resimde görülen kaftan var ki,çok afili...Gerek göbee,gerek popoyu kapatıp,havalı bi hale sokabiliyor her kilodan insanı..tavsiye ederim..Kendisini Yeşilköy Çarşamba Pazarındaki en gıcık pazarcı insanı Kezban denen bi kadından aldım,mal güzel ama bu bağyan korkunç uyuz...Kavga etmeniz garantidir!
Ayrıca, şu an heryerde bulunabilecek,triko elbiseler de göbeğinizi çıkarıp,sizi hem hamile hem şık gösterebilir,demedi demiiin efenim...
Sonracııma, dümdüz ayakkabılar tavsiye edilmese de hamil insanlarına, ben bu sene çok moda olan babetlerin göbekli bebekli kişileri pek sevimli yaptıını söölemek isterim...Bi daha asla bu kiloda bu göbekle,bu babetleri giymem aslında..Çünkü benim mantığıma göre,ne kadar irileşirsen o kadar uzun boylu olmalısın...Hem göbek hem de yerden bitme bi hal, pek hoş değil ki ha babet ha çıplak ayaann yane...Ama yine de hamile insan tipi başka...Babet bu dönem pek güzel oluyo..başka bi dönem de olmaz anacım zati(hele boy 1.70in altındaysa!)



İşte bööle kendime kreasyonlar yaratıp,süslenip püslenip gezerkennn,hain insan hiç mi bebeeeğini düşünmedin diyenler olabilir...Fekat, 19.haftam bitip,20ye yol alırken,bizim bebe hala pipi veyahut kukusunu göstermemekte ısrar etmektedir...Teee 9. haftada, benim canım doktorum kesin erkek bu diyip, resimlerde 2 ayak arası bir çıkıntı gösterip bizi heyecanlandırsa da, o haftadan beri bir gelişme,yeni bir bilgi vermemektedir kendisi!Hatta en son e hani erkek dediydiniz diyince,çark ederek,insandır şaşar beşer demiş, bizi soru işaretlerine sevk etmiştir!
Dolayısıyla 7 şubatta gidiceğimiz randevuya kadar, bebeğimizin cinsi hala meçhuldur...
Sağlığı yerinde olsun,cinsi de süpriz olsun diyerek,kendimi süslemeye devam etmem bundandır efenim...
Şimdi cinsini bilmeden sürekli sarı,beyaz bişiler almak da içimden gelmemektedir...Bi öğrenelim sonra coşarız diyerek, sadece aldıım gayet anneci yaklaşımı olan bir t-shirt ve ulen kız olmazsa evde biblo yaparım diye bayılıp üstüne atladıım şu altın rengi ayakkabıcıklar vardır...

Hele bi belli etsin rengini beberuhi, zaten kıyafetti,odasıyddı,ismiydi,türlü uğraşların içinde kendimizi bulacağızdır...
Tabii ki yaratıcı güzel blog insanları varken,isim konusundan hiç korkmuyor,herkesten fikirleri bekliyorum!
Bi belli olsun cinsi...dedim ya...Asıl işler ondan sonra başlıyor!

Herkese selam eder,öper,tüm gecikme ve tembelliğim nedeniyle af dilerim...
bir de gerçekten hepinizi özledim!
ek not: her gören pek yakışmış hamillik dese de, ben aynada kendimi niyeyse pek beğensem de...ulen resimlerin hepsini kaplayan bir ay suratım olması bir tezatlık yaratıyo! Hala emin olamadım hamileyim,güzelim psikolojisine nasıl kapıldım!Resimlerle barışırsam,hem göbeem,hem ay suratımı en kısa zamanda yayınliciim efenim!Çok gülücezz,çok:)
Posted by Picasa