Salı, Ağustos 29, 2006

buyazbeyazbuyazbeyazbuyazbeyaz:)

İtiraf ediyorum...O kadar maceracı bi ruhum olmasına ,deliler gibi gezmeyi sevmeme ve dünyanın dört bi yanını gezmek için yanıp tutuşmama ve imkan dahilinde bunları yapmaya çalışmama,vakti zamanında cesaretimi kanıtlamak için 3000 küsür metreden atlayarak yapmış olduğum yamaç paraşütüne ve dahi epey bi sene havaalanında çalışarak uçaklarla her türlü yakın olmama,şahsen tanıdığım bi sürü hostes ve pilota rağmenn...ben uçaktan korkuyorum..Hem de bazen çok ama çok korkuyorum!Öyleki uzun uçuşlarda hadi neyse ilk 40 dakikayı motorun sesini dinleyerek ve bildiğim bütün duaları ederek geçirip sonra alışıyorum ve geriye en azından uçmanın keyfini çıkarabileceğim biraz zaman kalıyo ama istanbul-izmir veya istanbul-antalya gibi maksimum 50 dakika süren bi uçak yolculuğunda uçuş benim için bir kabus haline geliyor!Motorun sesini dinlemek ne demek,uçak mühendisimiyim ki ben motordan anlayayım di mi! Yok ama ben itinayla motordan gelen her sese bi anlam yüklüyor,hatta bazen sessizlik olursa hostesi çağırıp ''pardon uçak durdu mu ''gibi anlamsız sorular bile sorabiliyorum,karşılığında hostes gevrek gevrek gülüyo ve rezil olabiliyorum ama olsun,sebebim var kardeşim,ben bi türlü uçak olayına güvenemiyorum!
Geçen sene yaptığımız Amerika seyahati öncesi yaşadığım gerginliği,stresi anlatmam mümkün değil ama sabah uçak öncesi evde yaşanan sahneye bi değiniyim: koca; valizler elinde kapının önünde duruyo,ben önümde dua kitabı ,bilmem kaçıncı kez 'Yasin' suresini okuyorum ve dua okumaktan havaalanına neredeyse geç kalıyoruz!...Keşke her zaman böyle dualar okumaya zaman ayırsam ve keşke yukarılara yakın olucam diye sadece uçuş öncesi veya önemli gün ve haftalar dışında da dinimin gerektirdiklerini yerine getirsem...Neyse..ama işte uçuş öncesi hep böyle bi acayip ruh hali..son yolculuğuma çıkıyo dinginliği ve paranoyası, uçağa bindiğimde etrafıma bakıp gördüğüm insanlara kader arkadaşım olarak kabul etmek,yaşlı,başı bağlı teyzeleri görüp sevinmek(!) sanki teyzenin duaları sayesinde uçağa bişi olmayacak sanacak kadar sersemleşmek!...Bu halime,bu paranoyama ve hayal gücümün uçaktayken bana hazırlayıp zihnimde yaşattığı korku dolu sahnelere nası bir çözüm bulurum,bulur muyum hiç fikrim yok fakat genelde çoğu arkadaşım,hatta hemen hemen hepsi..her halimin çok bariz bilinmesine rağmen bu korkumu bilmez...Galiba çılgın benden beklenmeyecek bir korku olduğundan...ama durum bu..korkunun ecele faydası yok biliyorum,eceli bırak,bana zararı da çok ,bu kadar çok gezmeyi severken...

İşte bu haftasonu o kadar çok güzeldi ki, uçak korkum ve uçakta içimden geçirdiğim''bu defa son,hayırlısıyla bi iniyim bi daha herbiyere arabayla gidicem anasını satiim'' düşünceleri haricinde, herbişi rüya gibiydi...
 

Canım arkadaşım,Begocanım ile pek muhterem kocası Erkuş'un bizler daha genciz heyecanlıyız dönemindeyken gözleri aşk ile parlayarak atıldıkları ve 9 ay önce bir de dünya güzeli Berruhanım meyvesi veren evliliklerinin üzerinden 6 sene geçmiş olması sebebiyle...Erkuş Bey in Begocan'a süprizine biz de dahil olarak Antalya'ya gittik bu haftasonu...

Kendimizi 2 gün boyunca bambaşka,gerçek hayattan çook uzak tam bir tatlı hayatın içinde bularak kimilerinin aslında hep öyle yaşayıp da kıymetini bilemedikleri ya da kanıksadıkları pek muhteşem ,şaşaalı bir yaşamın ortasında çok eğlenceli,bol kahkahalı 2 günü dolu dolu yaşadık,evlerimizden bereket,huzur ve sağlık eksik olmasın diye de dileyerek hep...

Süprizi hazırlayan Erkuş Bey, süpriz mekanı olarak Antalya'nın içinde yer alan o çok meşhur Bembeyaz otel'i seçmiş,kendisini bir kez daha takdir eder,sevgilerimi gönderirim.
Otel hakikaten beyaz...bembeyaz..Hatta aslında o kadar beyaz ki içine girince ,hele ki resepsiyona doğru ilerleyince kendini hastanede sanabiliyo insan..Çalışanların üzerleri de beyaz olunca böyle biraz bilim kurgu filminin içine de düşmüş gibi hissedebiliyo ilk etapta...Ama en zoru koca için oldu,otele adımımız attığımız an biz o beyazlık içinde gözlerimiz görüntülere alışmaya çalışırken, kocanın gözleri yaşlandı,ben aman bu duygusallık nerden çıktı kocacık diye takılacakken,aklıma geldi,benim canım koca,beyaza bakamazdı ki! Yani şöyle ki, bu bembeyaz ortamlarda oluşan bişi, bu açıdan biz dağa kayağa falan gidemeyiz,bırakın kayağı ,kar yağdığında bile kara çok çıkamayız çünkü kocacığın gözler hassaslaşır,akmaya başlar hemen...İşte otel öyle beyaz ki kocanın gözler yine etkileniverdi,aman dedik kalamayacağız galiba bu güzide otelde! Neyseki sonra odamızda çıktığımızda beyazlığı kıran aynalar,efendime sööliim harika bi deniz manzarasıyla bezeli balkon falan olunca, e dışarıda havuz veya deniz kenarında yine beyaz hakim olsa da yeşillik ve mavilerin de bol olması kocanın gözlerini rahatlattı da biz de otelin tüm özelliklerini görmüş ve tecrübe edebilmiş olduk:)


 
Sabah erkenden otele vardığımızdan koca bi Cumartesi günü bizi bekliyordu,biz de çok bekletmeden, kendimizi bu güzide otelin daha da güzide biiçine atıverdik.İsmi ve işletmesi İstanbul'daki çok ünlü bir restaurant ve gece klübü ile aynı olan bu biiç gerçekten pek havalı ve kokoş bünyelere iyi gelecek cinsteydi..Tüm otel ve odalarda uygulanan herbi köşeye beyaz havlu çarşaflı döşek atma geleneği bu havalı biiçte de mevcuttu ve evimizde de en sevdiği köşeler döşek ve koltuklar olan kocacığım ve bittabi arkadaşı Erkuş Bey'e de bu bembeyaz yatak döşekler çok iyi geldi..Hemen yaydık kendimizi bu döşekleree, ve başladık müzikler eşliğinde etrafı kesmeye...Bu arada servis gerçekten çok muazzamdı,Begocan ile kendimizi magazin dergilerindeki sosyete mensupları gibi hissetmediysek nolalım:)Hani şööle söyliim, en son yine 1 kere kazara geçen sene Bodrum'da yolumuzun düştüğü başka bi sosyetik biiçte içtiğim Mojito isimli içki,burada benim diet colam gibi oldu aman da pek havalı anlatamam:)
İşte böyle pek sosyetik saatler geçirirken biz,bi yandan da etrafta bulunan muhtelif insan manzaralarıyla eğlencemize eğlence kattık..Mesela ben poponun bi tarafından başlayıp diğer yarısına devam eden yazılarla bezeli dövmeyi gayet canlı hemen önümde ilk defa burada gördüm...Ya da göğüslerini özgür bırakmış ablaların hoppidi hoppidi o özgür göğüsleri bi o yana bi bu yana sallamalarına canlı şahit oldum ve akşamüstüne doğru gördüm ki biz 2 karı koca, tam bi erkek muhabbetinin içinde bulmuşuz kendimizi..''amanın şunu gördün mü,yok yok sen şuna bak nasııııı'' şeklinde işaret cümleleri ile biiçte incelemediğimiz bağyan kalmadı sayın arkadaşlarım!Ama inanın çok eğlenceliydi,vallahi billahi zerre kıskançlık,ufacık çemkirme yaşamadık böyle modern bi yapıda kocalarımızla kız muhabbeti yaparken:)
Tabi, biiçte denize girmek günümüzde ayıp bişi olsa da, biz bol bol mavi bayraklı bu sahilde denizin keyfini de sürdük..He, mayokinili ve fönlü saçlı ablalar kınamıştır muhakkak ama yaptık bööle bi hata be işte:)
Cumartesi gecesi olduğunda denizden,güneşten yorulmuş olsak da bembeyaz odalarımızda çok vakit geçiremeden ,zaman eğlence ve kutlama zamanı olduğundan yemeğe indik hızlı bi duş ve hazırlanma faslının ardından.Otelin beyazdan tek kurtarılmış ama bu sefer de alabildiğine kırmızıya boyanmış ve adı da kırmızı olan bol klimalı restaurantında oturmayı reddederek çok sıcağa rağmen dışarıda,açık havada,mum ışığında yemeğimizi yemeyi tercih ettik.Çok bilinçli ve ''açık büfenin oyununa gelmicem'' gayesindeki insanlar olarak tatlı bölümünü malesef pas geçemedik ve biraz bilinçsiz tüketimle tatlıları midemize indiriverdik.!Amanın ne ettik biz diye yediklerimizi farkettiğimizde apar topar restauranttan ayrılarak accık sahile yürüyüşle kendimize gelmeye çalıştıkk..Fekat yediklerimizin etkisinden midir,sıcaktan mıdır,sahildeki biiçin gece klübü olmuş halinde çalan grubun fena halde slow parçalarından mıdır nedirrr, şezlonglarda mayışıp kaldık gecenin geri kalanında..Ama o da güzeldi,keyifti,güzel bi Akdeniz gecesinde sakin bir müzik dinletisiydi...
Ve gece yarısı olup da odalarımıza çıktığımızdaaa,çok muhterem Erkuş Bey'in kendi hanımcığına yaptığı süprizin devamında odaların da süpriz bi romantik hal almış olduğunu görüverdik... Kırmızı mum ve gül yapraklarının yıldönümlerini kutlayan canım arkadaşlarımın odasının dışında bizim odamızda da yer alması kocanın da bana süprizi oldu,önce pek bi sevindik..Ama sonra kocaya hafif kızdık,bu mumlu süprizi sadece Begocan arkadaşım yaşamalıydı,o heyecanı tekil kalmalıydı,bu onun gecesi diye...Sonra kocaya sarıldık,saçma bi kızgınlık olduğuna karar verdik ve bu haftasonu için,aslında herşey için,benim canım kocam olduğu için kendisine teşkür ettik ve huzur dolduk:)

Pazar günü de erkenden uyanarak kendimizi önce pek leziz bir kahvaltı ve sonra deniz& güneş ve mayokinili biiç ortamına attık...Günün benim için en eğlenceli dakikaları Begocan ile jet-ski olayında yaşandı...Ben böyle bi gülme krizi ve akabinde yaşadığım komediyi epeydir yaşamamıştım,iyi geldi..Nitekim suları yararaktan bi havalı sürüş tekniği geliştirdim o jet-ski tecrübesinin sonunda tü tü tü Maşallah diyim ben burdan,Gökhan Özen bi daha kaybolsa jet-skiyle, engin denizlere açılır bulurum kendisini,o derece:)

 

Sonra daaa,bence günün en paparazzi olayı yaşandı tarafımızca..Tam artık otelden ayrılma vaktimize yaklaşılmış,akşamüstü saatlerine girilmiş,biiçte mayokinili kızlar iyice süslenmiş olarak parti havasına girmişş ve tamtamcı abiler en bi hareketli parçalara canlı olarak tamtamlarıyla eşlik ederkennnnnnnnn, otelin o beyaz haline en uygun ünlü şahsiyet olan Beyaz abimiz göründü denizden çıkmış en ıslak haliyle!
 
''Aman'' dedim Begocan,''resim çekmek lazım resiimm!'' Ve fakat ben öyle resim çekicem diye gidip karizmamı bozacak diilim,ayıp biliyorum ama çaktırmadan çekiim ben bu Beyaz'ı!..İşte ben bi heyecanlan, ajantirik pozlarla takıl o parti ortamında,malesef o kadar çaktırmamaya çalışıp yamuk yumuk resimler çeksem de,kabak gibi Beyaz efendiye yakalanıverdim,aha da 2. resimin titremesi ve flu çıkması ondandır...O kadar kasmama rağmen,Beyaz efendinin sırıtıp,ah burda da buldu hayranlarım beni yüz idadesi de canımı ziyadesiyle sıkmıştır..Ki o dakkadan sonra kendisinin bulunduğu taraf yeryüzünde hiç varolmamış gibi yapmam da kariması çizilen Kıristıl'ın kendini kurtarma çabalarıdır:)

Heh,resim çektin de nooldu,paparazzilik bi durum varmıydı diyenlere de anlatcak gözlemlerim olmuştur elbet ama Beyaz abimiz kızmasın diye buradan da bişi anlatmıyorum görün bakın ne kadar seviyorum kendülerini:)

Velhasılll, 2 günü dopdolu ve bembeyazzz :) yaşayarak güzel anılarımıza anı kattık,ve uçakta da problem çıkmadan(!) evimize dönüverdik...Bu kadar uzun yazınca iyice masal gibi oldu bu yazı,efenim gökten de 3 elma düştü, biri begocan ile erkuş'a (nice güzel mutlu günleri beraber paylaşmak için:)), biri sayın okuyana(bunca zamandır çene düşüklüğümde kısa yazamadığım yazıları okuduğun için!) bir diğeri de bana, artık profiterolü falan bırakıp diyete başlamam için!!! Posted by Picasa

17 yorum:

Doruk dedi ki...

Ben şu kolajın sol alt köşesindeki popoya takıldım, atmosfer biraz sakıncalıymış galiba:D

Koyubeyaz dedi ki...

Kokoşum mavi cicekli bluzun aynisi bendede var haber verde ayni yerde pisti olmayalim sosyotikler gibi :P

Aslı Cin dedi ki...

Cry cım, ben de bir kaçamak düşünüyorum o tarafa doğru ama bakalım. Gerçekten de düşündüğüm kadar hoşmuş :)

kedi dedi ki...

Valla sosyetik hatun gırisdalim,artık aşkımıza burda bi son vermenin zamanı geldi.Ziraa sen ve ben ayrı dünyaların insanlarıyızzz deermişim.

Öyle tatlı anlatıyorsun ki bizi de beraber götürüp gezdirip getiriyorsun valla len.
Uçak korkunu yen oolum,o kaddar gezen bir kişiliğe hiç yakışıyor mu bu?

Beyaz hakkaten de ne kiloluymuşşş.Ama kendisini pek severim,yanına gitseydin alçakgönüllü davranacağına eminim ben,yada alçakca kasacaktır kendini.o anki ruh haline bağlı tabide.Foto çektin de gitmeye mi kastın allaasen gırisdalim.Bizi de meraktan kurtarmş olurdun.

Begocana ve erkuşa da ömür boyu aynı şekilde kutlamalar diliyorum efemm:)))

Unknown dedi ki...

ooooh valla enerji yumağım iyi tatil yaptın iyi gezdin sen benide hayallerde gezdirdin :)))
daha denize ayağımı sokamadım ben
neyse bir kova suya biraz tuz atıp sokarım birazdan

arkadaşlarının ve senin mutluluğu daim olsun kutlamalarınızda bol ve eğlenceli olsun diyerekten öpüyorum

Pareo Anne dedi ki...

valla sanki uçak konusunda beni anlatmışsın. ben de eski postlarımdan birinde bu korkumdan bahsetmiştim.
aynı şeyleri düşünür mü bi insan yaa, hatta aynı manyakça şeyleri düşünür mü diye değiştireceğim...
uçuş fobisi olanlara özgü bir sapıklık herhalde bu.
ben de uçağa binerken, etrafta, küçük çocuk, bebe görürsem rahatlıyorum. bu sabilerin hatrına bişey olmaz herhalde diye düşünüyorum...
toplu iğnem, köylü diye dalga geçiyo bu fobimle ama napıyım, ben böyleyim.
en son bi ilaç önerdiler, atarax diye uçağa binerken ondan aldım ama uçuş esnasında bi halta yaramadı, eve gelince jöle gibi yaptı beynimi, demek ki uçuştan 2-3 saat önce almak gerek.
ben de hostesleri manyakça sorularımla bayarım. uçak fazlaca sarsılmıyo mu sizce, bu sesler normal mi, vs. vs. hatta sürekli hostesleri keserim, kendime anormal gelen bir ses duyduğumda hosteslere dikkat kesilirim. bakalım suratlarda, benim gibi cin bir kişiliğin gözünden kaçmayacak bir panik, bir telaş ifadesi olacak mı farketmeden diye...
eğer hiç umurlarında değil, trallalala, ne içerdiniz şeklinde sormaya devam ediyorlarsa oh çeker, yeniden ses dinlemeye başlarım.
yani bir uçak yolculuğu, yorgunluk anlamında benim oraya yürüyerek gitmemle eşdeğerdir zannımca.
bu yüzden psikaytra gitmeyi bile düşünüyorum. bugün eşim danimarkaya gitti. ondan telefon gelene kadar mide krampları çektim. sadece kendim değil, bir sevdiğim biniyorsa da çok geriliyorum ben.
ay neyse benim gibi bir tane daha varmış. yay burcuyuz ondan mı ki acep?

ibeking dedi ki...

sefanız olmuş...sizi buralara götüren enişteleri tebrik ederim. kendimce gayet uzun bir yorum yazdım beğendin mi?

elma dedi ki...

ohh sefaniz olsun kiristil, bembeyaz olmasi tam bir telepadi etkisi yaratiyo olmali insanlarda, en azindan ben olsam oradan ciktigimda ermis insan olarak cikardim.. oyle bi etkisi var bende beyazin,
otel de supermis gercekten, listeye ekleyelim, bi gun gelir biz de insanligimizi hatirlariz, lazim olur belki:)

Burcu dedi ki...

crycim walla 2günde olsa çok güzel bir tatil olmuş anlaşılan,buna pek sewindim. tatilden çok ziyadesiyle antalyamın güzide sıcağını hissettiğinize eminim zira geçenhaftasonu tawandık sıcaklıklarda gerçi biiçde olunca insanın hoşuna gidio o başka :) bir dahaki antalya ziyaretinde bize bekleriz efenimm öpüldünüss

Adsız dedi ki...

otell superrr, crystal superrr, crsytal amerikaya ne zaman gelecek :)?

ben o bara yaslanmis bikinili kiza takildim, o nasil bir poz vermis oyle pirelli takviminden firlamis gibi :P

en kotu gunun boyle gecsin canim,

optum,
Banu

Gün dedi ki...

Valla ben bu enişteleri yılın eniştesi ilan eder benim ki gibi hödüklere örnek olmalarını temenni ederim :)

Adsız dedi ki...

Burası nerede tam yaa çok güzelmiş,harika valla...Çok güzel olmuş tatiliniz süper geçmiş:))

mono dedi ki...

ne sürpirizci kocalar var bee, gözlerim yaşarıyo böyle gördükçe :)

acicikolata dedi ki...

iki sene once ceo dogumgunumde beni sozkonusu otele goturmustu. spa'si da cok guzeldir bak gitmeden once diyeydin ben sana tavsiye ederdim orda asi mi ne oyle isimli bir kiz var ona bali masaji yaptir diye.bide odalarda kirmizili bi lamba vardi icinden bisey akiyo gibiydi onla bayaa oynamistim hey gidi...

KUGUU dedi ki...

ohhh ne guzel olmus Crystalcgm, icinize sinsin. Beyaz da hikayeye extra beyazlik katmis vallahi:)

Nilay dedi ki...

Kokosum, sosyetem crystalim, kiskandim tatilini. Ben de soyle sadece kocamla bir tatil yapsam ne super olur. Belki bir supriz yapariz da cocugu Trye kadar gidip anneme birakir da baska bir ulkeye falan gideriz, super olur dimi? Beyaz cidden cok sisman ya. Otelin sahibi belki de Beyazdir. olabilir miki?ehehehe. Super egleniyorsun, keyfini cikar hayatinin hep boyle.
Opuyorum seni

Ilgaz Gürses dedi ki...

Hatun ha bire gidiyor ama allahtan bizi habersiz, malumatsız bırakmıyor da kendini affettiriyor. Kocayı yanımda bulursam bu sene 10. yıldönümümüzde benim de planım orasıydı, önden teftiş ettiğin iyi oldu. Bir de odanın süslü halinin resmini koysaydın keşke, milletin kocası neler yapıyor diye iyice perişan etmek için bizimkileri :)