Salı, Temmuz 18, 2006

ve kıristıl vileda ile tanışır!

 
Hayatımın en temizlik dolu günlerini yaşıyorum..Nitekim hayatımda ilk defa vileda kullanmam ve hiç sevmemem de bu günlere denk gelmekte..
En baştan söylemek isterim ki yazlık eşittir vileda demekse..ben yokum arkadaş..Her sabah,her akşam temizlik yapılır mı..buna can dayanır mı..buna tatil denir mi!

Beni epey yoran bu yazlık macerası zaten taa 15 gün önceden eve alışveriş yapma derdiyle başlamıştı,tamam genel olarak alınacaklar alındı,annemle bi güzel halletik yazlık eşyasını e hadi şimdi hep beraber taşıyalım bunları,yerleşelim annemle dedik..Ama diyemezdik,çünkü kendileri babamla tamamen bir post konusu olacak gemi seyahatlerine çıkmış bulundular tam yazlığa yerleşeceğimiz hafta..Dolayısıyla tüm iş,evin tek çocuğu,iş bitirici insan Kıristıl'a kaldııı..Kıristıl da bi yere kadar bitirirdi işi,aldı Fatma Ablasını yanına..kocayı bile yanına katmadan,perşembe sabahı yola çıktı.Ama ne çıkışş!
Ikeadan ve bilimum yerlerden alınan epey bi eşya daha önceden gönderilmişti yazlığa,başka bir evin içinde bizi bekliyordu yerleştirelim diye..Fakat yeni bi ev kuruyosun,bunun eksiği bitmez ki..3 kapılı bi dolap bulmuştum eşyalar 2 posta gönderildikten sonra,tamam bu nası olsa suntalarıyla demonte ben taşırım arabamla dedim..Eşek ölüsü gibi 2 koca karton kutuyu yükledik arabaya..Sonra balkona alınan oturma grubu ayrı,bi de bahçeye lazım dedik, indirime girmiş 4 kişilik masa,şemsiye ve koltuktan oluşan takımı da aldık,onu da zor bela yerleştirdik mi arabaya..Sonra 2 tane şezlong yetmez,haftasonu Müjdikcanlar gelecek, 2 tane daha şezlong alalım dedik,onları da aldık,aralara sokuşturduk mu 2 şezlongu da arabaya..Eh bunca eşyaya rağmen hala yer vardı azıcık,neler girmedi ki benim arabanın arkasına,arka koltukları da yatırdık,araba Çarşamba gecesi koca ve benim kollektif çalışmam sonucunda oldu mu sana bi küçük kamyon!Ön koltuğa uzanan dolabın suntalarının olduğu karton kutulardan sıyrılıp girebilecek bir tek Fatma Abla olabilirdi,35 kglık endamıyla,koca 100 kg üzeri haliyle asla oraya sığamazdı,biz gidelim önden,evi temizleyelim,yerleşelim,cuma akşamı gelirdi nasıl olsa Müjdikcanlarla dedik..
Vee,perşembe sabahı resimde görülen halimizle yola koyulduk,ön koltuğa sıkışan Fatma Ablaylaa!Buradan, taşımacılık sektörüne girmek isteyenlere müjde,hiç ööle kamyona falan gerek yok,benim araba türü bi tane araba ile epey bi yük taşınıyo test ettim,hadi iyisiniz girişimci kardeşlerim:)

3 saatlik yolculuğumuzdan sonra,baştan aşağı yenilenen ve ilk defa yeni halini göreceğim yazlığa heyecanla vardık,ustayı aramış,zaten 15 günlük bi gecikme ile sürdürdüğü inşaatın bittiği haberini alarak yola çıkmıştık..Ama nerdee..Eve vardığımızda,her odada bir usta,bir çırak serpilmiş şekilde çalışma devam ediyodu..Tamam ev kabasıyla bitmiş ama,biz inşaat temizliği yapmaya gitmemiştik ki!O iş çoktan bitmiş olmalı ,biz de yerleşmeye başlamalıydık,ince temizlikle..
Neyse,ben olabildiimce sakin kalmaya çalışarak,gece 12ye kadar evin içinde süregelen telaşlı çalışmaları ile ustalara gereken ilgiyi gösterdim,yemedim,yedirdim falan filan..Fatma Abla temizliği başladı ama bi usta gidip,bir diğeri gelince,temizlik pek bişiye benzemedi..Gece yarısı işlerin çoğu bitip,ustalar artık evimizi terk ettiğinde,tamam dedi Fatma Abla,şimdi başlıyoruz asıl temizlik ve yerleşmeye dedim..Ama nerde..bu sefer de saat 1 de elektrikler kesildi..Bekle bekle..gelmez elektrik,daha yatakları bile yapamamışız..Dedim Fatma Abla,ben kıvrılıyorum koltuğa sen de gel..Yok kızım,benim için rahat etmez dedi..Aldı eline mumu,devam etti temizliğe,yorulur gelir yanıma diye düşünürken uyuya kalmışım yorgunlukla..Cuma sabahı gözümü açtığımda,Fatma Abla hala temizlik yapıo,ve elektrikler hala bize şakasını devam ettiriyodu..Fedakar insan Fatma Abla, cuma akşamı ben onu otobüse bindirene kadar da devam etti temizliğe..hiç uyumadan!
Cuma günü de ,tam gaz,elektrikçisinden,pimapencisine,mobilyacısından su tesisatçısına kadar türlü konuklarımızla gayet faal çalışmalarımız oldu...Neticesinde akşam üzeri 17.30 sularında hem evin genel yerleşmesi falan bitmiş,hem de Fatma Ablamın pili tükenmişti!Benim pilim? Asla bitemezdi,daha akşama koca ve has arkadaşı Muratti ve benim has arkadaşım Müjdikcan gelecekti...
Ben 2 koca gün geçirmeme rağmen,sadece sigara molalarımda seyrettiğim denize yine bi bakış atarak,evin son kalan düzenlemelerini,süsleme çalışmalarını halletim..
Sonra evin banyosunu kullanıma açarak,duşun çalışmasını denedim..Ve son mumları balkona koyduğumda,kapı çaldı,koca ve Müjdikcanların eve olan tezahüratlarını mutlulukla dinledim..O kadar yorulduk ama değdi diyerek,verandaya çıktık..gece geç saatlere kadar oturduk,oturduukk...


 

Soonraa,sabah oldu..cumartesi sabahı..Köy ekmeği alındı,denize karşı güzel bi kahvaltı,kahve keyfi ve arada yine 1-2 usta ağırlamamızla, denize koşmamız bir oldu...Deniz gibisi yok arkadaş..Hele sırt üstü denize uzanıp,sadece denizin sesini dinlemek..terapik bişi dedi valla Müjdikcan..
Bu arada,cumartesi de temizliğe devam ettiğimisi eklemek isterim şu an..Canım cicim güzel annem,ferah olsun,güzel olsun mantığıyla evin herr bi yerini apaçık bi renk taş yaptıından ötürü,yere ufacık bişi dökülse gözüktüğünden,ve gür saç ve ficut kıllarıyla kıskandıran bi kocam olduundan..yerler yine cumartesi sabahı bi süpürüldü..Yazlık demek temizlik demek,sürekli çalışmak,tatili ucundan yaşamak demişti biri..kim hatırlamıyorum..Buradan bu acı sözün doğruluğuna şapka çıkarıyorum..

Neyse efenim,deniz faslımızdan sonra..Günlerdir hayalini kurduğumuz mangal sefasına koyulduk..Sağolsun Müjdikcanlar,ev hediyesi olarak pek şık bööle nası anlatiim koccaman,tekerlekli bi mangal şeysi almışlar..Ama tabi onu kullanmayı bilen kişilere daha çok yakışır bu profesyonel mangal..Nitekim o mangalla beraber,gelmeden yaptıkları alışverişte, koca ve Muratti bey, mangalla alakalı ne varsa toplamışlar ki bir adet alet beni benden almıştı gördüğümde..Mangalı yakarken hani gazeteyle yellersin,daha da teknolocik olmak için ne biliim fön makinası tutarsın ya..işte bööle yandan çevirmeli hava üfleyen,tabanca gibi bi alet..mangalı yellemeye yarıyo..Onu bile almışlar..Ama bu durum tüm sitedeki herkesin en nuhnebiden kalma yöntemlerle en eski mangallarını hazırlayıp,yakıp,etleri veya balıkları hazır hale getirirken,koca bey ve Muratti beyin o tır tır tır aletiyle mangalı yakmaya çalışması sonucunda mangalı yakamaması,hatta en sonunda o aletin kırılması ile vuku buldu!Pilav ile salatayı yapın ne duruyosunuz ,mangal 3 dakikalık iş diyen kocalar da caanım Müjdikcanımın hazırladıı salata ve pilavın güzelliğine bakıp hala beceremedikleri mangal olayına daha bi hırsla eğildiler..Nitekim, akşam saat 7de başlayan mangal yakma olayı 9 da tamamlandı ama kocalar yorgun düştü,Efe rakının bile keyfine tam olarak varamadı! Demek ki neymiş,her piknikte,kendin pişir kendin yecide mangal yaparken,hazır yanan mangalın keyfini sürmek ile böyle sıfırdan mangala başlamak aynı şey diilmiş:)
Bu arada atladığım bişi oldu! Koca cumartesi sabahı,dakka bir gol bir şeklinde,çimlerde yalınayak yeni alınan masa takımını kurarken,bir arı kardeşin üzerine basma gafletinde bulunmuş ki arı da naapsın o kadar ağırlık üzerine binince iğnesini çıkarmış hatta sokmuş kocanın tabanına..ama tam da becerememiş..Koca iğneyi atmış ayağığından,fakat yine de ufak çapta bi arı sokması yaşadık oracıkta..Bu durum cumartesinden beri kocanın mızmızlanmasına,zaten minimum hareket ile yaşarken,iyice hareketsiz yaşamaya çalışmasına sebep oldu valla!

Pazar gününü de tatil ve deniz şeklinde geçirdikten sonra..Müjdikcanları akşamüzeri yolculadıkk..Ve kocayla başbaşa kaldık..Sanılmasın ki romantik bi gece geçirdik..Gayet temizlik dolu bi akşam oldu pazar akşamı da..Pazartesi toplantım var,dönelim diye tutturan bi kocam olduundan...
E evin açılışını ben yaptım,ama daha anne ve baba evi görmediğinden, evi temiz bırakmak lazımdı..Zati titizlik hastalığı olan bir anneye sahip olduğumdan, kendisinin vereceği tepkileri dinleyeceğime uykusuz kalırım daha iyi diyerek..Çamaşır yıkama,asma,evi silme süpürme işlemlerine kaldıımız yerden,kocanın da katkılarıyla devam ettik pazar gecesi ve pazartesi sabahı..
İşte bu sırada, vileda ile tanışmış oldum..Hiç sevmedim kendisini..Bizim aldıımız gerçek marka vileda olmadıından mıdır,yoksa tüm bu cins şeyler böyle midir bilemiyorum ama..Tüm evi süpürüp ondan sonra vileda yapsak da..Yerde 2 adet saç kalmışsa,onu bile almadıını,almayı bırak o yerden alıp biraz öteye yapıştırdıına şahit oldum bu terbiyesiz viledanın!

Kendisine küsüm..Yeni bi yardımcı bakıyorum,arkamdan vurmicek,gözüm arkada kalmadan temizliği yapıp,yazlığı kapatıp,anneme tertemiz bi ev bırakacak yardımcı..Hatta sanırım bu Vileda cinsi bişi diil,benim cinsimden biri olacak..Yazlıkta temizliğe biri lazım arkadaş..Yoksa tatil bence zor ya!

dipçik not: viledalı veya viledasız..bu kadar yorulmanın acısını çıkarmak için ben bu haftasonu yine gidiyorum..bu sefer annem pek olaylı gemi tatilinden dönmüş olacak,onu önceden gönderiyorum,gidince bari temizliğe dahil olmiim diye:) Posted by Picasa

Cuma, Temmuz 07, 2006

nasıl geçti habersiizz!


Yine cuma oldu, nasıl geçti koca hafta farkedemeden...Yaz başladı derken, ortasına geldik daha denize ayağımızı süremeden...
Yıllar işte böyle geçip gidiyor ve biz yaşlanıyoruz ,ne zaman çocuktuk, aa genç olduk bile diyemeden..

Ay ne bunalım bi giriş yapmışım böyle... Zaman geçip giderken,bunalıma yer olmamalı hayatta.Zira hayat, sıkılıp bunalmak için çok hızlı geçiyor,her anı değerlendirmek lazım eldeki imkanlarla diyerek..Bu geçen haftayı ve günleri sondan başa doğru giderek anlatmaya başlıyorumm..

Günlerdir annemle kah didişerek,kah gülüşerek gerçekleştirdiğimiz yazlık evi giydirme çalışmalarımız sonucunda, Ikea'ya 7. gidişimizde eve uygun koltuk,yatak ve bilimum aksesuarı almış bulunmaktayız..Hatta bu satırları yazarken ben,Çarşamba günü Ikea'dan alınan ve kolileriyle kargo firmasına verilen bu eşyalar, şu anda Mürefte'de yenileme inşaatı hala devam eden ve haftaya bitecek olan yazlığın kapısına konmuş ,son alınan haberlere göre..Gerçi yazlığın hala bi kapısı yok ve bu eşyalar haftaya ev bitene kadar eksilmeden yerlerinde durabilirse,koliler içindeki malzemeler bir puzzle harekatıyla resimdeki hallerine kavuşacaklar İnşallah!Bunca zamandır tecrübe edindiğim Ikea alışverişiyle ilgili diyebileceğim 2 - 3 husus var ki onlar da şudur: Ikea yok satıyo efenim..Yani gittiniz kendi zevkinize göre bi koltuk beğendiniz, yazlığınızı döşemek amaçlı bi sürü de beğendiğiniz ürün var, ne koltuk ne de diğer ürünler stokta mevcut bulunuyor..Dolayısıyla,bi an önce yazlık keyfi yapayım,yaz bitmeden şu yazlığı mümkün olan en kısa sürede döşeyim de bitsin diyor ve bunu zevkinize göre yapmak istiyosanız, zevkinizin en uzak köşesindeki eşyaları almak durumunda kalabiliyosunuz..Bize öyle oldu ya da...Şu an resimde görülenlerle hiç alakası olmayan hedeflerle başlamıştık alışverişe,ama kalan ürünlerle oluşturduğumuz resim bu oldu..Yine de fena olmadı gibi kombinler..Hayırlısıyla gidip yerleşirsek daha da güzel olacak ...Bu arada Ikeadan ürün alıp,İstanbul dışına göndermek isteyenlere diyeceğim şu ki, sadece Ikea' nın içindeki nakliye firmasına bağlı kalmak zorunda olmamaları..Ikeanın içinde konuşlanmış firma 14 gün gibi bi sürede teslim edebileceklerini söylerken, Yurt içi Kargo 2 gün içinde bizim malzemeyi eksiksiz taşıdı..Fiyatları da gayet makul..


Ikea ve bilimum mobilyacıda geçirilen vakitlerden arta kalan zamanda,Pazartesi günü kocacıkla evlilikte 2.zafer yılımızı kocanın güzel süpriziyle coşku ve heyecanla kutladık efenim..Lakin, koca bu süpriziyle iyi mi yaptı kötü mü bilemez bi halde,çünkü pazartesi akşamından beri,hayallerimde artık sadece Üsküdar'da İstanbul'u tablo gibi içine alan bi ev bulunmakta..Sabah kalktığında İstanbul'un en güzel görüntülerine karşı uyanma hissi anlatılır gibi değil , gerçekten..Biz de koca sağolsun, evlilik yıldönümümüz şerefine yaşadık yine bu güzelliği..Etkisinden kurtulmak kolay olmayacak sanırım o büyüleyici manzaranın..Bir diğer etkisinden kurtulamayıp,şoka girdiğim olay ise, romantizmi Afrika'da bir köy adı sanan Kocanın yollarıma gül dökmesi oldu efenim.. Yıldönümü kutlamaları için gittiğimiz o çok etkileyici otelinin en bir sultan suitinde kapı açıldığında görülen güller göz yaşartıcı bomba etkisindeydi...Sanırım yıllar geçtikçe kocacık süpriz yapmayı öğreniyor, kendisine buradan yıldızlı bir teşkür gönderip, başarılarının ve süprüzlerinin devamını diliyor,evliliğin böyle güzel günlerde eğlenceli ve güzel olduğunu bildiriyor,hergünümüzün yıldönümü süprizleriyle geçme ihtimalini sevdiğimi ekliyorum:)


Veee, geçen cumartesi gerçekleşen ,bu yaza damgasını vuran düğüne geçiyoruum:)Düğün dedik ama sünnet düğünü, hani diğer düğünlerini de en bi sevinçle görmek istediğimiz Doruk ve Bulut'un sünnetleri..Hani en bi sevdiğimiz sünnet annesi Gelincik hanım Burcunun ve en bi candan güzel ailesinin , en bi şık ve özenle hazırlamış olduğu sünnet düğünü...blog kızlarının şık şıkırdım hazır bulunduğu, bulunamayanların tüm kalbiyle orada olduğu en dağıtılıp göbek atılan düğünü...Çok güzeldi,çok mutluluk vericiydi,blogumun bana armağanı bu en güzel arkadaşlarla zaten herbişi çok güzel ki...Nice güzel anlarda,anılarımızın çoğalacağı güzel gün ve gecelerde beraber olacağımızı bilmenin mutluluğuyla..herkese teşekkür ediyorum,en başta o gece birarada olmamızı sağlayan güzel anne Burcu ve sonra hayatımdaki en güzel renk olan herkese...

Aslında..hayat, sana teşekkür ediyorum...Hızla akıp gitsen de,zaman zaman üzüntü,sıkıntı versen de..mutlulukları esirgemediğin için..Ve ben bu mutluluklardan aldığım enerjiyle, yarına hep umutla bakmak istiyorum...
Hepimizin umudu bol olsun... Posted by Picasa

Pazartesi, Temmuz 03, 2006

2 sene önce...bugün..


story_0001
Video sent by Crystalsdream
2 sene önce bugün...güneşli bir 3 temmuzdu...Heyecan sarmıştı Kıristıl'ı ve tüm aile eşrafını..Telaş ve mutlulukla uyandığı bir sabah olmuştu 3 temmuz sabahı..Ama babaevindeki son saltanat günü olduğunu idrak etmesiyle,gizli gizli ağlaması bir olmuştu Kıristıl'ın..
2 sene önce bugün...yeni hayatına başladığı gün olmuştu Kıristıl'ın..Yeni ailesiyle..Kendi kurduğu çekirdek ailesiyle...Alışması biraz zaman alan yeni ailesi..yeni hayatı...
2 sene önce bugün..Ilık bi yaz gecesinde..3 Temmuz 2004'te...Tüm sevdikleri yanlarında...Kendileri gibi Coşkulu bi düğünleri olmuştu Rayza ile Kıristıl'ın...''Bu kadar çok göbek atması ayıp mı bi gelinin acaba'' diye düşünürken Kıristıl aynı anda ''amaaann bu gecee benim gecem'' diyerek eğlenmeye devam etmişti hoplaya zıplaya!
2 sene önce bugün..3 temmuz 2004....Çok güzeldi...Çok hızlı geçti..Kavga,gürültü,eğlence,patırtı,alışma ,alışamama derken..2 sene geçti gitti...En zor seneleri atlattık sanırım evlilikte..Bundan sonrası kolay olur dii miiii?:)
Bugün..2 sene öncesini yeniden yaşamaya gidiyoruz biz kocayla...Bakalım kutlamalar ve süprizler hala eski heyecanıyla yaşanacak mı..
dip not: film..hiç de kısa film olmadı..sabır edersenizzz çok uzun tarihimizi görebilirsiniz:)