Salı, Ocak 31, 2006

müzükk ruhun gıdasıdırr

Ben duble sobelendiğim için geçen hafta ebelik görevimi sürdürüyorumm..Ama önce çalışmak mı evde oturmak mı başlıklı sobe konusu için sevgili Dalican ve sevgili Sheker'i görev başına davet edip aha da sobeliyorumm sobee:)
Şimdii gelelimm,daliciğin bizi sobelediği konuyaa,hayatımın 3 şarkısı ve şu aralar dinlediğim 3 şarkı konusunaa..
Hayatımın şarkılarını 3 'e indirmek kolay değil..öyle çok şarkı var ki beni alıp götüren..içimi dağlayan..yüreğime dokunan..Ama tabiki en öncelikli olanı,aslında en az on tane hayatımın şarkısını söyleyen Sezen Aksu'dandır..Bu şarkı,eski bir Sezen Aksu şarkısı olmamasına rağmen diğer tüm şarkıları geçerek öz hakiki hayatımın şarkısı olma hakkına sahiptir..Anladım ki artık 30 uma yaklaşırken ve evli barklı bir bağğyan olmuşken güzelim aşk şarkıları değil de biraz eskiye özlem şarkısı benim şarkım olmuştur,tamamen benim hislerimi yansıtmaktadır,aha da işte bir Murathan Mungan şiirine Atilla Özdemiroğlu bestesiyle fena halde Sezen sesiyle ruh kazanan güzelim şarkı budur:
Eskidendi,çok eskiden..
hani erken inerdi karanlık
hani yağmur yağardı inceden
hani okuldan, işten dönerken
ışıklar yanardı evlerde
hani ay herkese gülümserken,
mevsimler kimseyi dinlemezken
hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken
hani herkes arkadaş
hani oyunlar sürerken
hani çerçeveler boş
hani körkütük sarhoş gençliğimizden
hani şarkılar bizi henüz bu kadar incitmezken
eskidendi,eskidendi,çok eskiden
şimdi ay usul, yıldızlar eski
hatıralar gökyüzü gibi gitmiyor üstümüzden
geçen geçti geçen geçti
hadi geceyi söndür kalbim
şimdi uykusuzluk vakti
gençlik de geceler gibi eskidendi
hani herkes arkadaş
hani oyunlar sürerken
hani çerçeveler boş
hani körkütük sarhoş gençliğimizden
hani şarkılar bizi henüz bu kadar incitmezken
eskidendi,eskidendi,çok eskiden
hani herkes arkadaş
hani oyunlar sürerken
kimse bize ihanet etmemiş
biz kimseyi aldatmamışken
hani biz kimseye küsmemiş
hani hiç kimse ölmemişken
eskidendi,eskidendi,ah eskiden.

Evet evet yaşlanıyorumm,o kırmızıyla yazılı kısımları fena halde doğruu,fena halde duygulandırıyor beni..
Bu şarkı hayatımın şarkısı olunca,bir diğer Sezen şarkısı olan Son Sardunyalar rafa kalkmış gibi oldu ama değil,o da bu şarkıya paralel olanve inanılmaz güzel bir şarkıdır..ve ahh kaldırımlar biliyor bir devir muhteşemdik diye yükselince Sezen'in sesi insanın olduğu yerde jilet atası gelir,yani benim geliyo..
Ve, bir diğer hayatımın şarkısı da efemm, Leman Sam'dan Gül Güzeli'dir..tavsiye ederim,dinleyiniz,melodi,söz falan pek içlidir..
3 oldu tabi ama bi şarkı daha söyliyim çok var amaa, ben hafif deli olduğumdan mıdır nedir,oldum olası Yeni Türkü'nün Deliler'ine bayılırım..güzeldir,benimdir,şarkımdır bu da..

Gelelim,şu aralar dinlediklerimee..
Ferhat Göçer-Dön diyemedim
Nil Karaibrahimgil-Organize İşler bunlarrr
Gece Yolcuları-Unut beni
He bi de Gökhan Kırdar'ın albümünü aldım,onun tüm şarkılarını dinliyorum,kendimden geçiyorumm..güsel oluo tabi..Ama çok kaptırmamak da lazım çok hayallere dalmamak ve maziyi deşmemek en güzeli,yoksa günümüze dönmek kolay olmuyoo..

Ben de buradan Eşekbaşı hanımcaızıma hemmen iade-i sobe yapıyorrr ve de yeni blogcu kardiş biyonikkedi 'ye sobe diyorumm..süleyin bakalım sizin şu aralar dinlediğiniz 3 parça,hayatınızın 3 parçası ve bi tanesinin sözleri nedirrr..

Pazartesi, Ocak 30, 2006

İş lazım İŞ İŞŞŞ

Şimdiii; eşekbaşı hanımcıım beni sobelemişti,epey de olmuştu sobeleyeli..ben yoğun bi ev hanımı olarak kafamı toplayıp yazamamıştım,artık vakti geldi,aha da aşağıda tüm fikirlerimm.

Bu soru bana çalışırken yani geçen sene sorulsaydı, yanıtım hiç düşünmeden evde oturmak olurdu..Ancak insanoğlu (en azından ben) biraz dengesiz bi varlık olduğundan ve tabii ki önüne 2 şık konunca birini seçince diğerinden mahrum kalacağından bu sefer de diğer şıkka bi özenme durumu gerçekleşecekti..ve nitekim öyle oldu..
Üniversiteyi kazandığım sene başladı benim çalışma hayatım..Çalışmak zorunda falan değildim aslında,paşa paşa okuluma gitmek , derslere girmek güzel olabilirdi.Ama zaten herbişeyi tutarsız olan ülkemin eğitim sistemi de pek tutarlı olmadığından ve ben 12 sadece 12 matematik sorusuyla en alt tercihlerimden biri olan işletme bölümünü hasbelkader kazanmış olduğum için olan fena doğru çıkarmadığım türkçe ve sosyal sorularına oldu e tabi bi de bana oldu..ve ben hiç istemeden seçeneklerde yazdığımı bile hatırlamadığım İşletme bölümüne girmiş oldumm..Okulun ilk günü anladım ki bu okulu ben pek severek bitiremiyeceğim,bari bi işe giriyim de bahanem olsun okulu uzatmalı bitirmenin dedimm..ve yıllarca ingilizce öğrenicem diye babacığımın paralarını yiyen kolej eğitiminden aldığım güzide ingilicem bu kazandığım moloz türkçe işletme bölümünde iyice hafıza kaybıyla yok olmasın diye kendimi ingilizce konuşabileceğim bi işe atıverdim..En kolayı havaalanıydı,part time yer hostesi oluverdim bir anda..Uçmak da isterdim, evett , ama o kadar da uçmiim yerde kaliim dedim:) neyse ,ilk tecrübem 17,5 yaşında gayet kurumsal bi firmada part time memur olarak başladı ki o zaman herşey tozpembeydi benim için..Önce herkesi kendim gibi sanıp yanıldım,meğer iş ortamında her telden insan varmış,onu gördüm..Bi de kıskanırmış,dedikodu yaparmış bu insanlar onu da anladım..Ama çok koymadı bana o aralar,çünkü gayet öylesine çalışıyordum...Asıl sorun okul bitmeye yakın girdiğim gayet full time iş tecrübelerimle başladı..

İşletmeden mezun olan insanlar benim dönemimde genelde bankacı oluyordu,Allahım bankacı olmak istemiyodum ben...Babam müfettiş olucak benim kızım diyodu, daa 5. senede alttan 20 dersle ki okulda hiç derse girmemiş bir insan olarak benn, ne öğrenmiştim ki bu üniversiteden de müfettiş olucaktım bankada:)
dolayısıyla ben okulda okumama rağmen,alaylı olmaya karar verdim ve üniversiteden derslere giremeyerek alamadığım eğitimi,girdiğim işlerden almaya karar verdim ve madem işletmeciyim,satış üzerine gidiyim bari dedim..Hazır çene de var bende herşeyden fazla..

Ve ilk ciddi iş tecrübemi uluslararası fuarlar düzenleyen bi firmada gayet full time satışçı olarak edindim..Allahımm,satış bu muyduu..Okuma yazma bilmeyen ama bilmem ne kadar üretim kapasitesi olan firmanın patronuna Kenyada düzenlenen fuarı anlatmakk,bacımm kenyada safari mi yapcazz hehehehehe lerini çekmekk,o sanayi bölgesi senin bi diğeri benin İstanbul'un balta girmemiş ormanlarında fabrika adresleri ezberlemek,taksicilerden daha iyi bi İstanbul yol bilgisine sahip olmak,her türlü sırnaşık patron ve müdür müsveddelerinin yavşaklıklarına rağmen ciddiyetini koruyup o çok inandığın somut bişi olmayan gayet soyut ilk defa düzenlenecek o afrika fuarını satmak..Sattımm ya ama sonunda,hem de gayet başarılı oldum her türlü fabrikanın sidik renkli çaylarını içip bacım muhabbetlerine katlanarakk...Ama benim istediğim bu değildi ki,yazıktı annemin babamın emeklerine,o kadar yatırdıkları okul paralarınaa..E okul da uzamıştı 5.seneye, o alttan 20-25 dersi vermem gerekti,salak diyeceklerdi okulu 6.seneye uzatsaydımm, ve ben tam Kenyaya safariye ay pardon fuara gidecekken,tam satış rekoru kırmışken ayrıldım işten...1,5 ayda 25 dersi hatmettim,yalvararaktan hocalara,tek derse bile kalmadan bitirdim okulu..meğer ne kolaymış üniversite bitirmek onu anladım:)tabiki bu her okul için geçerli değil bizim okul ve bölüm için böyle oldu..

Neyse efemm, bu arada fuar işi yaparken ne kadar sömürüldüğümü,gece yarılarına kadar İstanbul trafiklerinde deli gibi direksiyon sallayıp ömür tükettiğimi,karşılığında asgari ücretten hallice bi maaş ama artı prim diye adlandırdıkları ve fakat o primlerin de aylar sonra kırpılarak elime geçtiğini pek anlatmicam:)

Baktım,ben eşek gibi çalışıyorum ama pek bi para kazanamıyorum,e bi de okul da bitti, artık dedim düzgün bi iş ve güzel paralar kazanmamın vaktı geldi..Ve fuar işinden tek kazancım olan çevrem sayesindee,aman aman ne çevree,sanayi kralları:), gelen iş tekliflerinden en düzgün, en aklı başında ve önü açık görünen firmaya kapağı attımm..Tamam satışta iyiydim,ama yabancı dilimi kullanmalıydım,takıntı ya bu bende,babam para verdi yıllarca,yazık olacak saplantısı, ve ihracat yapmaya karar verdim..Dolayısıyla üretim yapan ve ihracatın kurtuluş olduğunu düşünen binlerce Türk firmasından birine girdim,dha doğrusu ordaki müdür benim onları zorla Sudan daki fuara ikna etmemden çok etkilenmiş,teklif etti gel sat bizim ürünleri Crystal sen bu işi becerirsin..

tamam beceririm dedimm,ben süperim..Ve o çok homur homur ettiğim organize sanayi bölgelerinden birindeki o hiç beğenmediğim sidik renkli çayları olan fabrikalardan birinde İhracat Satış Uzmanı title 'ıyla göreve başladım..Maaş,he maaş asgariden gene biraz fazla ama prim vardı..Vaat etmişlerdi yani..Hem sonra anladım ki benim ihtiyacım yokmuşş,benim tuzum kuruymuşşş, öyle dediler yani bana bi zaman sonra:)Çünkü ben keyfi çalışıyorum ya,anasını satiyim nerdeyse bağış yapıcam firmaya,öyle bi hava oldu..En büyük hatam arabayla gitmek oldu işe,onu gördüler ya,ben sanki sabancının kızı anasını satıyim..Ulen araba da sanki limuzin!
Ama işte koz vermicen mirimm, adamların eline..Baktılar ben aç değilim açık değilim,karın tokluğuna çalışır bu dediler..Neler mi yaptırdılar bu işte bana, walla aslında sadece pazar araştırması yapıp müşteri bulup satış yapacaktım ama ,tüm bunları yapıp,ekstradan , 3 ay üretim yapamayıp gönderecek mal olmayınca müşteriyi oyalamakk,üretip aslında üretemeyip sattığımız cihaz yüzünden fabrikasında yangın çıkan başka müşteriyi sakinleştirmek,sevkiyat bölümündeki çalışanların beceremeyeceği düşüncesiyle bir takım ürünlerin paketlemesine yardımcı olmak,o paketlenen cihazlara etiketi tükürkle yapıştırmak,yani benim tükürüğüm Avrupa ve Balkanların bir çok ülkesinde cihazlarla raflarda satıldı hehehehe iğrencimm, neysee ziyarete gelen müşteriyi eylemekk,yani ada vapuru gezisi yaptırmak,yemeğe çıkmakk, o müşteri gelmeden tüm seyahat programını halletmek,otel bulmak,uçağını ayarlamak,he o da yetmedi,şoför sayımız yeterli olmadığından hemen hemen her gelen müşteriyi havaalanından karşılamak,İstanbul sight seeing turu pahalı olduğundan bu turu bizzzat kendim düzenlemek ve gene araba hatta bazen minibüs kullanmakk,ayy daha çok var sayamicaamm, aslında tek işim müşteriye mal satmaktıı...Buydu yani bu kadar basittiii...Ama çalıştığım firma patron firması olduğundan ve bizim patronumuzz gayet ticari mantıkla ne kadar az eleman o kadar çok para mantığıyla düşündüğündenn, epey bi süre o havalı Export Area Specialist title ının yanında şoförlük,sevkiyatçılık,paketleme,organizasyon ve rehberlik ve bilimum başka title ve pozisyonun da sahibi oldum..Hani insan bunu yaparken para kazanır di mii,hani haftasonu çalışır,akşam geç saate kadar kalır işte mesai ücreti falan alır dimi..Yok onu da almadımm,veren yoktu ki çünküü..
Ama ne hikmetse, ben böyle büyü yapılmış gibi üzerimee ne para talebi ne prim talebi,deli gibi çalıştımm,arada arkadaşlarım,ailem falan noluo kızım delimisin git zam iste falan dediğinde bi kendime gelir gibi oluodum,müdürüme gidiodum,böyle böyle diodumm,o da hm tabi falan diodu,ve hemenn beni mükafatlandırıodu ve title yükseltioduu,mesela en son Export Area Manager dımm ama ne maaşım artmıştı ne de altımda adam çalışıodu,yani kendimin managerıydım aslında ben:)Ulen onlara da kanmışım eşek gibi çalışmışım işte 3 sene..ve bu şekilde, ben ve bi kaç arkadaşım bizim şirketin ihracatını 10 ülkeden 72 ülkeye çıkarmış oldukk,byaa başardık bişiler de başarının sonucunda bizim patronumuz kızına bi Audi kendine yeni bi BMW jeep aldı,böyle kutladık işte başarımızı:)

Sonuç olarak,daha yazamiceem bi ton olayla bu deli gibi çalışma hayatına devam ederken bi de evleniverdim ki düğünümden 1 gün önce hala çalışıyodum yani izin bile alamamıştımm..Allahtan bu çalışmalarımın karşılığı olarak yasal tatil iznim olan 2 haftayı kullanmama izin verdiler de balayı yapabildim..Evlendikten sonra baktım ki hayat daha da zorlaşıo,hem iş hem ev kadını olmam gerekio,ve salakça bi mükemmeliyetçilikle 2sini de en iyisi olsun diye kendimi kahrediyorumm, dedim buna bi son vermem lazımm..olmicekk..işte o dönem ben de elimde kahvem seda sayan seyretmek istiyorum diye ayaklandımm..tüm derdim buyduu, evde oturmakk..tüm hayalim..yayıp popomu oturmakk...şaka maka nerdeyse 10 sene olucaktı ve ben hep çalışmıştımm hiç evde oturmamıştım...hem vakti de gelmişti, evlenmiştim artık kendi evimin keyifini çıkaracaktım..O kadar özenerek ev kurmuştukk, evi göremiyodum çalışmaktan..
Eh bi de evlilik tazminatı diye bişi çıkmıştıı..intikam vakti gelmiştiii,beni 2 kuruşa çalıştıran firmamdan en azından topluca para alacaktım hehehehehehee..böylelikle sene başı oldu, zamlar açıklandı, ben gene 2-3 taktik lafla kandırmaya çalışan müdürümü dinledim..sana ihtiyacımız var,en fazla sana zam yaptık,bu firmada bu zam süperr.. falan şeklindee..sonra 2 gün kendimle mücadele ettimm,gittim kararımı verdiğimi söyledimm müdürüme..1 hafta küs kaldı müdürüm, 1 hafta ben ağladım falan böyle salakça çocukça şeyler..profesyonellğin yanına yaklaşamadık zaten 3 yıl boyunca firmada:) neyse işte zor da olsa kararım onaylandı, 2 ay zorunlu bi çalışma döneminden sonraaaa pastalar partiler falann iştenn ayrıldımm..Geçen sene nisan ayıydı..

Mutluluk sarhoşu oldumm ilk başta,sonra bi affaladımm.garip gelmişti onca yıl sonra..Sonra çatır çatır evlilik tazminatı paralarını yedim ilk 1 ay falan,zaten bitiverdii öööle çok gözükmüştü ki oysa bana o para:)halbuki ne bekliodum zaten kuş kadar maaşın tazminatı da karga kadar oluo:)
Gezdim,tozdum,tatil yaptık kocacıkla aralıklarla..Mısır,Amerika falan oralara da gittim..

Eeee..sonra nooldu..bahar yaz bitti..kış geldi..Yapacak bir şey kalmadığı gibi para harcamaktan ben yoruldum kocacık da haliyle yoruldu:)Gerçekten bişi söylicem burdann, evde oturmya başlayınca insan daha çok para harcıyo..bunu gördüm...Bir ara alışveriş merkezlerinin müdavimi olmuştum sıkıntıdan..para dayanmaz arkadaşlar bu hayata..

Sonuç itibariyle, 28 yaşımda gayet işleyen bir beyni ve vücudu olan ve henüz çocuğu bile olmayan bi zat olarakk, utanıyorum artık evde oturmaktan..Yazık bişi çünkü bu beyne..kullanmaları lazım canım beni ,yazık oluo bu müthiş beyne:) Gerçekten beynim sulanmaya başladı bu ev kadınlığı modundan..Zaten tam anlamıyla ev kadını da olamadım benn,hala yemek yaparken annemi arıyorum:) yatak çarşafı değiştirirken zorlanıyorumm,ütü konusuna girmicem bile..
Yani uzun lafın kısası..
evet para ,deliler gibi para kazanamadımm ben çalışma hayatımda..Eşek gibi çalıştım,ama özel sağlık sigortasını bile kocam yaptı benim..yani çalıştığım şirketler malesef öyle imkanlar sunmadı hiç..Ama ne olursa olsun çalışmak lazım arkadaşlar..Evde kafayı sıyırıp,o dükkan senin bu dükkan benim gezeceğime..para harcarken kocaya yük oluyorum len galiba diye düşüneceğime, kendi paramı kazanıp rahat etmem lazımm.. ama az ama çok kendi paramm,çok alışmışım ben o rahatlığa...benim çalışmam lazım..Ben enerjisi fazla gelen bi kişiyim ve bu evde pek sağlıklı olmuyo..Meğer seviyomuşum ben işyerinde didişmeyi,koşturmayı..

Evet sevmiyodum,hırsları,dedikoduyu,ikiyüzlülüğü,adam kayırmaları,seni eşek yerine koyup üzerine yük bindirdikçe bindirmelerini..Ama maleseff..Türkiye'de genel olarak işyerleri böyle..
Uluslararası , kurumsal firmalarda da hırslar,birbirini ezme durumlar muhakkak vardır ama ben kararımı verdimm..Çalışacaksam kurumsal bi yerde çalışacağım..Madem bu ülkede çalışacağımm,bari özel sağlık sigortası falan yapan bi yer olsun..kocacığın imanı gevredi prim ödemekten:)

Sonuç itibariyle, elinde kahve seda sayan seyretmek bi yere kadarmışş,fazlası hem bütçeye hem sağlığa zararmış..özellikle ruh sağlığına:)

İş arıyorum,hükümsüzümm..duruum budur...evet budur:)

Cuma, Ocak 27, 2006

düş kırıklıklarından tesbih yapmak..

Cuma gününün de sonuna gelmiş bulunuyoruz..ve ben koskoca 5 günü (dışarda,karda bapsiyle yaptığım yürüyüşler harici) evde geçirdim..İlk 3 gün falan iyiydi galiba ama şu son 2 gün üzerime fenalıklar çökmeye başladı..Hergünüm aynı olunca dünüm bugünüm birbirine girdi..
SIKILDIM YAA BENN...an itibariyle afaganlar (evet evet afagann) bastııı yani yaa..

Dün anladım ki koca da sıkılmışş; herşeyden sıkılmış hem de..Evlilikten de..Öyle dedi,ben onun yalancısıyımm..Çok yorulmuş hayatın yükünden,zormuş herşey, iş, güçç, ne güzelmiş eskiden sorumluluk duygusu yokmuşş hiçç, şimdi bi de benim ve evin sorumluluğu üzerine binmiş..ne ağırmış..kaçıp gitmek istiyomuşş..Sonra sarıldı, beraber kaçalım ama dedi..Aman, gönlümü alacak ,öyle sanıyo..

Ben de bayılıyorum çünkü evliliğe..Her genç kızın hayali..cuma akşamı 23.53, salonda uyuya kalmış olduğu koltuktan kaldırdım,yatağa zorla gitti..Ben de tüm günü ,son 5 günü geçirdiğim salondaki yerime geri geldim..Yine yalnızım, tv karşısında..ben geceleri tek başına oturup, evde ruhumu sıkmak için mi evlendim yahu senlee...ne oldu kocam bize...Hayata neşeyle,coşkuyla bakan,yeni yerler keşfetmekten,gezmekten,maceralara kapılıp gitmekten korkmayan biriydim ben..çok değil 3 sene öncesine kadar falan..Ne oldu bana yaa...evlilik bu muydu,içimdeki küçük kızı silip süpürecek miydi bu evlilik,ruhumu karartacak mıydı bu evlilik..Annem , babam düğün günü bu yüzden mi ağladı o zaman..demek bundanmışş..evlilik pek de hoş bişi değilmiş be atamm..
içindeki coşkuyu alıp miskinliğe çevirirmiş...

canlanmak lazım,silkelenmek...bize biraz renk gerek..

NOTÇUK: Sevgili eşekbaşı beni sobeledi,çalışmak mı evde oturmak mı diye,, şu içinde bulunduğum ruh haline girmeden az önce bu konuyu yazacaktım ama olmadı,artık kısmetse sabaha bi güzel uyanayım,deşicem o konuyu da..
canımcım dalican da sobelemiş, gördüm, yazacam şarkıları burdan tek tek,öyle çok var ki kafamı topliyimm de bi..

Perşembe, Ocak 26, 2006

detox sonrasıı benn


iştee böyle oldum benn 4 günlük diyetten sonra bi zayıfladımm, bi de farketmeden uzamışım ki sormayınn..kollarım falann sarkmış bööle yere kadar..detox işte insanı böyle yapıyorun resmidir arkadaşlarr..kırmızılı insan detox sonrası üst bedeni uzamış olann diyetçizade crystal hanımdır:)
hehehehe dir hahahahah dır:)

diyetçizade crystal hanımdan haberlerrr

Uzun zamandır,yani sanırım 1 haftadırr,kilomla ilgili bilgi vermiyordum,ben de kendisiyle pek ilgilenmiyordumm..Geçen hafta yaşadığım baskül ve tartı şokundan sonra,haftasonunu diyet pratiğiyle geçirip,bu hafta asıl diyetime başlamıştım..Hayrettir,1 ay sonra azmim ve iradem tavan yaptı..Maşallah diyorum kendilerine ve devam ediyorum..
Heh işte,ben 4 gündür kesintisiz güzel bi diyete yelken açmışken,kilomu da merak etmedim değil bugün..Ama hayır sayın okuyan,sırası değil,yeri değil..gerek yok şimdi kendime eziyet etmenin..ben biraz daha azmediyimm,en iyisi pazartesi günü tartıliyim diyerek sabretmeyi tercih ediyorumm..
diyet yapan ve çalışmayan bir insanın günlüğü yoğun yağan karın da etkisiyle epey bir durağan oluyormuş..4 gün boyunca aşağıdaki resimlerde görüleceği gibi evin balkonunda bapsiye yaşam mücadelesi verdim..az yedim ama öz yedimm..arada kocacıkla geyik yaptım,diyetteyim diye kocacığa yemek yapmayıp kendi yediklerimden zorla yedirdim..falan..hee salı akşamı yoğun kara rağmen caanım arkadaşim müjdikcan ve pek sayın eşi kocacığın arkadaşı murtaza bey geldilerr..bizi çok sevdiklerini anladım,ben de onlara sevgimi gösterimm,o karda kışta geldiler canlar yaa bizim bu dağbaşından bozma semtimizee ,helal olsunn..Bizi hala seviyolar mı emin değilim ancak şu an çünkü akşam yemeği saatinde geldikleri için onlara da kocacığa yaptığım muameleyi yaptım,ben ne yersem onu yiyeceklerdi,öyle de oldu..yani misafirlerime ıspanak yedirdimm,kepek ekmekli..kıyma falan da kavurdum ama hani sırf ayıp olmasın da ıspanak üstüne koymak isterler diye..yoksa ben kıyma da yemedimm,onlar olmasa yapmazdım da:)
neyse işte toplu bir diyet kavramı yaratmış oldum,yanıma yaklaşan,eve giren herkes mecburi diyet yapıyor..valla çözüm bu,yoksa yiyorumm ,irade anca evde diyet yemekleri mevcutken çalışıyor benim..napiim:)
ne yedim diye soracak olursan sayın okuyann, işte özeti :(hep liste yapmaya özendiydim ,şimdi onu deniyorum:)
Pazartesi: detox günü...tüm gün sadece meyva suyu içilecekti,11 bardaktı bu meyva suyu miktarı,ama inanın portakal ,greyfurt sıkmak o kadar sıkıcı ki 7 bardak içebildimm..o kadar sıkılmışım üşenmişim yanii açlığa rağmen 7 bardakta kaldım..demek ki neymişş, meyva suyu da bi yere kadarmışş:) o kdar severimm,diyette normalde yasakldır meyvasuları ama 11 bardak verince diyetisyen keyfi kalmıyo canım meyva suyunun da..
Akşam azıcık sahlep içmeye kalktım,ama çok içemedimm,hem saat 12yi geçmişti detox günü bitmiştii..işte bu sahlep içme teşebbüsü de detoxumun nazar boncuu oldu:)
Salı: Sabah 1 dilim kepek ekmeği ve accuk beyaz peynir domatess üçlemesine zeytinlerin bulunduğu kutuyu açamadığum içinn zeytin ezmesi eşlik etti..umarım diyeti bu ezme bozmamıştır ..neyse arada hiiç bişi yemedim,öğlen yulaf lapasıı yapıp yoğurtla afiyetle yedimm..üzerine de nane koydumm..mmm böyle mantıymış gibi oldu,alakası yok da ben hayal gücümle o hale getiriorum..:)neyse yulaf lapasını tavsiye ederim,tok tutuo güzel bişi..
akşamüstü 2 mandalina yedimm..akşam daaa işte misafir arkadaşlar geldiler,ben ıspanak yedimm yoğurtlaa,onlar da kıymalı ıspanak yediler aynen yoğurtla..öyle geçiverdi gece..çay yaptıkk, bi de tatlı falan yemedik çayın yanına,sadece 3-4 kuru kayısı attım ağzıma tatlı niyetinee..Sanırım arkadaşlar bize gelmicek bi daha yaw,ne tatlı çıkardım ne yemek..ıspanak ve arkasından kuru kayısı ,azıcık da meyva koydum onlara, o kadar da diil canım meyva da yediler:)
Arkadaşlarımız olmasına rağmen dieti bozmadığım bi gün oldu..Pes dedim kendime,gururla bitirdim işte salı gününü de..
Çarşamba: Süt diyeti.. Tüm gün süt,ayran içile demiş diyetisyenn,yoğurt ve salatalık da vermiş ama bu arada kıyak yapıp..ben de aynen ööle yaptımm..sabahh light süt,kafeinsiz kahve..öğle aynısı..akşamüstü de aynen..arada dayanamayıp 2 kepekli kurabiye yedimm..neyse akşam olduu, madem salatalık yoğurt var ne duruyoruz cacık yapsana dedim kendimee ve cacık yaptıkk kocacıklaa,bastık içine de sarımsağı..off..süperr olduu..akşamı da cacıkla geçirdik efemm..e dolayısıyla uyku yaptı ,bir de koku.. sarımsak kokusu :) vurduk kafayı tv karşısında yattıkk..çarşamba da böyle geçiverdi..bu arada kocacık aç kaldı,canım benim o da diyete devam benimle..mecburi görev!
Perşembe: sabah kepek ekmek,peynir,domates..öğlen yulaf lapası,light yoğurt..arada çay falan içtim..bööle işte..şimdi akşam ne yesem diye düşünüyorumm,galiba salıdan kalan ıspanağı yiicem yazık atılmasın diye..ama anca bana yeter,kocacığa da artık bişi yapmak lazımm..ona da kıymalı karnıbahar yapiim de adamcaız şoka girmesi birden daha lezzetli ve çeşitli yemekler yaparsamm..o da devam etsin hafif yemeklere..he bi de alışmasın tekrar pilav,makarna falan tarzı şeylere..ne güsel kurmuşum düzenimi,ohh bi ıspanak yapıyorum 4 gün yemek sorunu olmuo:)arada da cacık attırıorum:)
Velhasıl kelamm durum bu efemmm..pek az yemiş gördüm kendimii..takdir de etiim hani:)
sonuçları pazartesi görücezz umarım diyerektenn karnıbahar yimeemi yapmaya gidiyorumm..sonnraa akşam yürüyüşüne bapsi beyle beraber çıkıciizz ama bu sefer yürüyüşüme yanımda olmasa daa aynı gökyüzü altındaa dalican,shekerr ve veda zamanı ve sanırım nilay daa eşlik edicekk...ne güsell dimii:)

boş bırakma yerini,alırlar altından sandalyenii:)

Karda 4.günnn..ve ben kar yağdığından beri aha da resimde görülen evin en kar manzaralı kısmında konuşlanmış vaziyetteyimm..Ev hanımı olmanın dayanılmaz sonucu olarak ''aman da kar yağıoo işe gidemiceemmm'' sevincini yaşayamasam da sabahları erkenden kalkıyorumm,bu sevinci yaşayan ,çalışan canım arkadaşlarımın duygularından sebepleniyorumm..elimde kahvem habire hava durumunu inceliyorum camdann,sanki çalışıyorum da evdeyim psikolojisii yaratıyorumm,hani daha çok yağsın yarın gene evde oturiyimm diye bakıyorum karaa..ama sonra irkiliyorumm ki ben hep evde oturucammm çünkü aslında hayal alemine dalmışımm,işe aramam lazım diyip evin bu güsel köşesinde oturup iş başvuruları yapıyorumm,sonra merak ediyorum arkadaşlar naapmışş blog kardeşlerimm,diyet kardeşlerimm,onlara bakıyorumm,blog okuyorumm..böyle 4.güne girmiş bulunuyorummmutluyummm,böylee acaipp..diyetimi bozmadan 4.güne girdimmm,daha ne isterimm..iradem de yerinde keyfim de..bir kahve daha yapiim diyorumm kendimee...mutfağa doğru yol alıyorumm..Ama o da ne , benim mutluluğu kıskanan biri mi var evdee??



benim mutfağa girmemden fırsat bilen sayın bapsi beyy,hemencecikk yerime konmuşş..demek ki yerini boş bırakmayacaksın azizimm:)bapsi bey yoğun kar yağışı nedeniyle ofise gidemeyen bi kardeşimiz..Kocacık kar var diye pazartesinden beri bu ofis boy şahsiyeti bapsiciği benim yanımda bırakıyor ve bapsi bey gayeet tatil havasında..bugün 4.günn,ben ne yaparsam onu yapıyor kerataa..utanmasa blog yazacak..iyice insan olma yolunda:)
neyse efemm biz bapsi beyle bu 4 günlük tatil boyunca pek eğlendikk,kendisinin evde kalması bana da yaradı,4 saatlik aralarla ihtiyaç molası vermek istediğinden,karlar altında romantik yürüyüşler yaptık kendüsüyleenn...(ne romantik görmeniz lazım sayın okuyann,bapsi karlar altında 20.000 fersahı çevirdi ben de onla debelendimm,anlamadım ne arıyo yarım metre karın içinde bir ara bayaa derine girmiş sadece kuyruğu gözüküyodu karların içinde..hiperaktifliği tuttu arkadaşın benle kalınca..ilginç:))

işte büüle sayın okuyan,2 gündür bu resimleri aynı anda koymaya çalışıp başaramadığımdan,pazartesi çektiğim aha bunlar ve bunun gibi resimleri anca şimdi sergileyebiliyorum,resimleri koymadan post yazmicam inadımdan 3 günlük bir ara vermişim blogcuummaa geri geldim işte..ben bi bapsiyi gezdirip postlarıma devam ediim,daha hem anlatçaklarım var hem de becerirsem koyacağım resimlerimm..
aman dur geliyorum bapsüü..

Pazartesi, Ocak 23, 2006

Ferhat Göçerr..Ferhat Güzel diilll!

Hiç tipim değil kendisi ama sesinin gücünden midirr, o insanın içine işleyen şarkılarından mıı bu Ferhat Göçer çok karizmatik geliyo canım banaaa..
Şimdi benn, karlar altında İstanbul'un çok küçük bi kısmını penceremden seyrederkenn, kendisi içimi titreten şarkısı Dön Diyemedim'i seslendiriyooo..Evli mi değil mi bilmiyorum ama bu adamın sevdiğim bi arkadaşımla evlenmesini diliyorumm:)Hatta bi arkadaşım var kendisine uygun bulduğum,arkadaşıma da söyledim,iç çekmiştii ahh nerden biliyosun onu beğendiğimi demiştii..Niyeysee, çok iyi koca olur tipli geldi bana...enteresan..
Galiba bu detox bende duygusal manyaklaşmaya sebep oldu..Sabahtan beri 4 bardak portakal-greyfurt suyu ve 2 çay ,1 de kafeinsiz kahve içtim..katı olarak yediim hiç bişi yokk...Ay dur söliyim ,yalan olmasın 5 tane falan kuru kayısı attım ağzıma aralarda, ama o da meyva canıımm..
neyse işte bu metabolizma temizleme diyetinde ruhum da temizlenio sanki..Bir şiir yazasım, birr romantik olasım geldii..Eski sevgililere bir yazı yazasım geldi şuracıktann..Ama yapmicamm..Belki sonra..Evett belki sonraa, sarılırken titrerdi sevgisindenn, o elektrik hiç kaybolmadıı ki yıllar geçse de üzerinden temalı bi yazı yazsam..içimi dökmek adına fena olmazdı..
Kar ve detox bünyeme zararlıymış kardeşlerimm..evde çok yalnız kalmamak lazımmışş..
Akşama gene gelirim ben:)
öperim
ek ve dip not: Ferhat Göçer'den özür dilicektim unuttum bak onu da..Ferhat Göçer ben bi zaman senin adını duyup gözümde sen yerine adaşın diğer orman insanını canlandırdıığım ve yanlış çok yanlış birisiyle seni karıştırdığım için çok kabahatliyim..Ayıptı yapmamalıydımm..Nerde o kıllı insan Ferhat Güzel nerde Doktor Karizma sen ,di mi ama:)

hiç bişi mi yapmaz insan haftasonunda!

Eefenimm,blog yazarı olduktan sonra havaya mı girdim nedirr,kocamla pek ilgilenmez oldumm:)elimde laptop sürekli blog okur , yazar oldumm..Aman da aman kocacık da bu duruma pek bozulur olmuşş..ben de haftasonunda biraz internete ara verip kocacığa ilgi gösterdimm..Gerçi pek değişik bişi yapmadık ama en azından 2 gün internetsiz geçirdimm..Ne yaptık dersen sayın günlük ve bunu okuyan güzide sayın okuyan..
Cumartesi kocacık işe gittiğinden bir süre, ben de fırsat bu firsat diyip yürüyüş yaptımm,böylelikle aktif diyet ve hareket hayatıma geri döndümm..Eski işyerimden çok sevdiğim bir arkadaşımla 1 saat yürüdük,hava süperdi ,soğuktu ama güneşliydi..yürüyüş çok iyi geldi..Sonra lahana çorbamı içtim bi güsell,sonra da gene aynı arkadaşımla Ikea'ya gittik ..Bu Ikea'ya sürekli gidişlerim nereye kadar bilemiyorum..Eve yakın diye habire kendimi oraya atıyorumm,ama orda da uzuun bir parkur gibi olduğundan yürüyüşe devam ettim diyebilirim..Alacak hiçbişi kalmadığından,50 kere gidince herbişeyi almış oluyosun, 2 milyon ver sınırsız kahve iç seçeneğini değerlendirip, 2 fincan kahve içtikk,benim sınırsızım da 2 fincanmış,Ikea adına sevindim! İndirime girmiş olan 1 peçete ve mum alıp çıktık ..
Akşam da lahana çorbası içerek gene çok başarılı bir diyet gününü bitirmiş oldum sanıyodum kii 2 adet küçük çikolatayı ağzıma atıvermişimm,iradem gerçekten nerede merak ediyorumm,çağırdım bu gece kendisini,dua edicem birazdan umarım irademe kavuşacağım yakında!
Bu arada, kocacığa da lahana çorbasını içirdim sonunda , hayrettir pek beğendii,belki onu da diyete sokabilir miyim acaba diye sevindim bir an ama işte çikolataları önümde birer ikişer götüren kendisiydi ve beni de günaha sürükleyen gene o oldu malesef..
Cumartesi akşamını tv karşısında uyuklayarak geçirdikk..
Ve pazarrr, sabah gayet diyet kahvaltısıyla başladık: 1 dilim kepek ekmeği ve azıcık peynir domates,biberr..Sonra ben geri gelen bir azimlee, yürüyüş yaptım genee..Bugün de hava temiz,güzeldi ancak soğumaya başlamıştı..Sonra migros'a gittim yürüyerekk, yürüyüşü reddeden kocacık arabayla migros'a geldi ve alışverişimizi yaptıkk,yeşilleri doldurarakkk..Yaşasın sebzeelerrr:)
Hemen Migros arkası,annecik,babacıkk geldii ,halacık(annemin halası ama benim halamdan daha yakndır banaa) da vardıı,kahve falan içtik,oturduk öylee güzel bir pazar öğleden sonrası oldu...Onlar gitti ve biz gene tv karşısında yatma pozisyonuna geçtikk, abartmadan söyliyimm saat 5ten gece 12ye kadar bir koltukta ben,bir koltukta kocacık battaniyelerimizle 7 saat geçirmeyi başardıkk..Bu arada Mustafa Hakkında Herşey vardı Kanal D'de..Ben seyredememiştim sinemada,iyi oldu onu da seyrettik..Çağan Irmak'a,Fikret Kuşkan'a , Nejat İşler'e ve Şerif Sezer'e bir kez daha hayran kaldımm..
Bu 7 saatlik sürede yatarken yemek yemeyi ihmal etmedikk tabii:) O kadar aldığım yeşilliğe rağmen tatil ilan ettiğimden bugünü tembellik yaptım ve dışardan yemek söyledikk..Ama ben sadece çok az köfte yiyerek yeşillikle diyetimin protein kısmına devam etmiş oldumm.
İşte böyle geçti,yazarken bile sıkıldığım haftasonu..Hiçbişi yapmadann,battaniye,tv ve biz...
Bapsi bey de bizde bu arada,bizden daha çok uyudu o da,yazık ki köpekçik de uyuşuk oldu..aynı biz...
Bu kadar yatarak geçirdiğim bi haftasonundan sonraaa, çok dinamik bir haftaya başlamam lazım değil mi sayın okuyann..Evett..
Yarınnn, detox diyeti yapacağımm...1 günlükk..sadece meyva suyu içiyosunn..yemek yemek yokk..Paylaşırım senlee,bakalım dayanabilecek miyim..Daliye mi özendim nee, biraz şok yapiim bünyeme dedim:)
Neyse iyice baymadann, be gidiyim yatayim sayın okuyan..bünye uyku da isterr:)

Meteorolojik olmak,ileri görüşlü olmakkk ..en güsel bişi..!

Tebrik ediyorum meteorolojiyi,gene bildiler...2-3 gündür internette,televizyonda ,heryerde bu İstanbul'un donacağı haberleri dolaşıyordu,bugün bu haberler maksimuma ulaşmıştı..Akşam haberlerinde tüm kanallar habercilerini AKOM'a-afet koordinasyon merkezi- göndermiş,oradan canlı bağlantı yapıyorlardı ve o sırada hava tertemiizzz,yağmur bile yağmaz vaziyetindeydi..Ama demişti adamlarr,önce fırtına,yağmur sonra geceyarısından itibaren kar...Biz kocacıkla inanmaz gözlerle izledik bu haberleri,bugün migrosta bedava dağıtılır gibi makarna depolayanlara gülen gözlerle baktıkk(ki bu gene de saçma geliyo hala bana,yani kar yağacak,kıtlık çıkmayacak ki,ne zaman kar yağdı ve kıtlık oldu İstanbul'da da bu insancağızlar makarna stoğu yapmaya çalışıyorlar anlamadımm)
ve tüm geceyi kar bekleyerek geçirdikk,kocacık dayanamadı uyudu..Ama ben azimliydimmm,dalmışım salonda bi ara ama hemen toparladımm,bildirmem lazımdı okuyucularıma:) evet sayın okuyann,yılmadım bekledimm ve İstanbul'da an itibariyle (02.20 am) yağmur kara doğru dönmüş durumda..Ne derece şiddetlenir şu an bilemicemm ama kar meteorolojinin dediği gibi yağmaya başladıı..Kendilerini takdir eder,kendimin de onlar kadar öngörüşlü bir kişilik haline gelmemi dilerim:)
Öperim ..

Cumartesi, Ocak 21, 2006

sobeliyorumm sobeledimmm aburcuburrr verin bana

Şimdi gezdim,baktımm sobelenmeyen çok az kişi kalmış bu hususta ..ben de hemmeeen sobelenmemiş arkadaşlarımı abur buradan sobeeeeliyorumm:
sevgili tweety veee nilay ı aburcuburlarını tam da diyett yaparkenn (!) paylaşmaya davet ediyorumm.Hadi bakalım hodri meydan:)

hee bi dee , demin gördüm ki sadişş de beni sobelemiş blogundannn,aslında ona da yeniden bi abur cubur listesi daha yapardım amaaa diyetimi bozabilirim 2. yeni listeden sonra..o yüzden sadişşçim aşağıda Dalicanın sobesinin cevaplarını sana da vermiş oliimm,olur mu:)
daha fazla okumicam kim ne yemişş, fena oluyorum bak geliyolar sağdan sağdan tatlıı tatllııı diyerekk:)

Cuma, Ocak 20, 2006

hohoytt ebeyimm:)aburcubur benim işim budurrrr:)

Eveett,blog hayatımın ilk ebelik görevini almış bulunuyorumm.Dalicann sağolsun,horgörmemiş garibi bi derdi vardır demiş ve bana sobe demiş..Ben de bayrağı teslim alıcam ,yazıcam burda aha tek tekkk,sonra da başka birilerini bulucam bayrak verip sobelemek için anladığım kadarıyla:) yalnız nası bekliomuşum sobelenmeyi,dalicim sobe dedii dakika yazmaya başladım,sağolasın cicim bi yerim şişicekmiş sen olmasan wallaha:)
hmm abur cuburun nedir demişler ben de kim olduumu söliim o zamann:)
efenimm,nie böyle diyet peşinde koşturuyorum,nefsimi terbiye etmeye çalışıyorum,metabolizmamı toparlamaya uğraşıyorum sanıyosunuzzz..hepsi abur cubur ikilemeli söz öbeciiinin içerdiği geniiişş mamul topluluğundan ötürüdürr..benim kilo almamda sebeppp,yemek yani sulu yemekler falan diildir tabiiki aburcuburdurr..
Nelerdir bu ruhuma iyi gelip bedenimin içine edennlerr:
önce ilk 3üm:
NUTELLAAAAA : eskiden sarelle vardı,sagranın çikolata çeşmesi vardı,fındığını da yaptılar bu çeşmeninn, obez olacak kişi çocukluğundan sinyali verir,benim de hayalim evettt o çeşmeye ağzımı dayamakk kana kana sarelleyle boğulmaktı! şimdilerde favorim nutella,ve kaşık hatta mümkünse en küçük kaşıkla yemeye çalışıyorum ki azar azar o lezzetin tadını alarak yavaş yavaş bitiriyimm kavanozuu..kavanoz da bana mısın demio,hemen bitio canııımm..benim aynı gün içinde sabah başliip akşamüstüne gidip gelip bi nutella bitirmişliim çok olmuştur bu diyetten önceki hayatımdaaa..aah ah güzeldi o günler:)
Çikolatalı Sufle: ilk sapancada bi otelde yemiştim çocuktum,yine de anlamıştım pek faydalı bi eser olduunuu,sonra muhtelif yerlerde devam ettim yemeyee..şimdilerde bi çok yer yapıo,ama gençliğimin sufle adresi yeşilköy dilim pizzadırr,hala orda arkadaşlarla ,sevgililerle yenen suflenin tadı damağımda,uff sıcak sıcak gelir,üzerini kaşıkla delersin hafiff,sonra harcını yaparsın içiininn,ben önce pudra şekerini koyarımm,sonra da kremasınıı ki o krema pudra şekerini eritipp çikolatanın içine bööööyle yayılsın diyeee..mmmm lezizzz..:)
dondurmalı irmik helvası: bu da kocacıkla tanıştıktan sonra hayatıma girdii,ne gerek varsa:) ama çok tavsiye ederimm,sıcacık irmik helvasını kaşıklarken içinden akan kaymaklı dondurmayı helvayla beraber damağında dağıtmakk..büyük bir ziyafett canııımm:) tike isimli kebapçıda en güzeli bulunurr..
sonraaa;
her türlü kek,börek,özellikle kurabiye ,cheese cake,bazen pasta ama meyvalı olanları-hayret ki pastada çikolata sevmem- , poğaça, donut,muffin ki bu son 2si amerika seyahatinden sonra hayatıma hemen giriverdii,nasıl da çabuk kapıverio bünyem herbişiyi konu yemek olunca:)
sonraa;
biskrem,ülker çikolatalı gofrett-hakikaten sevmeyen varrm mı:)-, rulokattt ,çikolata olarak daaa, damakk ..
hm bi dee bence çikolatanın en hasıı belçika icadıı guylian ..bööle deniz yıldızı,istiridye kabuu falan şeklindee,2 renkli..lezzet şölenii..ısrarla arayınız,bulunuz,yiyinizzz,lezzetten gözünüz döner vallahaa:)
sonra içeceklere geçelimmm, diyete kadar deli gibi içtiğim diet kola,içerdiği kafein nedeniyle yerini diet gazozlara bıraktı,şimdilerde uludağ ve çamlıca light gazoz içiyorumm..fena da diil canımm..
ice tea limonn, Allahtan light'ı kısa sürede çıktı da psikolojik ve vicdanen rahatlattıı bizleri:)
kahvenin her türlüsü,ama hep sütlüsüü,özellikle cappucino ..bayılırımmm...bu yaz nescafenin çıkardığı kutu soğuk kahvelerine dadanmıştımm,3 kilo falan da onlar eklemişti,ama eksik kalmadım o lezzetten dee canıım:)
sütlü demişkenn, sütlü tatlıları atlamışım,özür dilerim kendilerindenn, efenimm,profiteroll vee sakızlı muhallebii,özsütünkiler son dönemde favorimdii..hee bir de bi lezzet vardı onu da ekliyimmm; beyazfırından akıllara zarar, beyaz çikolatalı profiterol,frambuazlıı ya da çilekli...çok sık değil ama arada aklıma gelio kendilerii:)

sonra sonraaaa, sonrası yok yaaa..bu kadarda durmalıyımm..aslında düşünsem daha neler çıkar daaa..yazdıkça yiyesim gelio,olmaz ki bööle canımm..şunu biliyorum ki ben bir tatlıkoliğimm,zaten yazdıklarımdan anlaşılıo..gelsin kekler gitsin börekler,hayat bu olmalı bence amaa işte vücut müsaade etmio..
neyse ama anladım kii,cips,patates kızartması,çekirdek ,kuruyemiş falan ilgimi çekmiyomuşş,olsa yerim fena olmaz ama benim abur cubur anlayışım ne ettir,ne cips,ne mantı..tatlıdır arkadaşlar tatlııı:)
yeter diyimm,bu yazdıklarımı unutayımm ve sobeleme görevini devam ettiriim bakiim kim varmış abur cuburlarını anlatıpp,bi yutkunacakk şööle:)
ek ve dip not: Daliciimm galiba bu postumla beraber link vermeyi de becericemm,o da senin isminle olmuş olucakk,dedim ya özelsin sana kısmet oluo bu da hadi hayırlısı:)

Perşembe, Ocak 19, 2006

Bana metabolizmanın bir oyunu mu buu aldı hevesimii verdi kiloları!

Oh ne güzel blog yazıyorum,bloglardan yeni arkadaşlarım oluyor,iş görüşmem iyi geçti,yeni görüşmelerim olacak ,la lal laaa diye mutlu mesut yaşarken tabii ki hayatımda bi terslikk bi italyanvari tavırlarr bi adam sendecilik olucaktı,olmalıydı..Olmasa şaşardımmm..
1 ay ara verdiğim diyetle yaşa kendinle barış serüvenine geri dönmüştümm ki sabah nedense bir tartıya çıkayım dedimm.Halbuki dün geceye kadar herşey çok güzeldiii,pazardan aldığım pijamamsı takım 10 bedeni ki bu 40 bedene tekabül ediyor ,gayet üstüme olmuştu,mutluydumm işteeee..Lahanalarım,kerevizlerim beni bekliyordu çorba olmak içinn..
Tam çorbayı yapacaktım ,şeytan dürttü, en son geçen hafta tartıyla yüzleşmiştim bu hafta sonuna kadar tartılmicaktımm,ama dürttü işte , bi tartıliim dedim..Gördüğüm rakam karşısında irkildim,dondum kaldımm..Üstümde ne var ne yok çıkardım,kafamdaki toka dahil,yokk değişmiyo sayı aynı..Ya ben teorik olarak 1 haftadır,pratik olarak yani daha da sıkı şekildee son 4 gündür diyette değilmiydimm..Ne olmuştu bu tartıyaa?Bana bişi olamazdı,ben diyet yaparken 2 kilo daha almış olamazdım geçen haftadan beri di mi yaaaa!!!
Tabii ki her aklı başında insanın yapacağı (!) gibi ben de koşarak tartıdan uzaklaştımm,ve yapılması gerekeni yaptım!Migros'a gittimm..Evdeki dijital tartının bozulduğuna karar verdim,çok hassas ya o açıdan..Ve annelerimizden bildiğimiz tartı olan o klasik baskülden aldımm,ibreli olandann..
Gene koşarak eve geldimm, ve bi heves yeni baskülün üzerine çıktımm,bu baskül beni tam baskül ailesi ferdi olarak gösterdii..Daha da çok gözüküyordu kilommm!! Ayarlarına baktım,biraz ibresiyle oynadımm.Yok yaa yokkk!!Ben kurban olayım o zaman eski tartıma dedim ve bu nuhnebi modeli tartıyı hemencecik dolaba kaldırdımm..
Ama kafam şu an çok karışık ve panik durumundayımm..Bana ne olduu ,ne olduu yaaa!
Lütfen tartıların hepsine bişi olmuş olsun ve ben bunca hayal kırıklığına rağmen şu yaptığım lahana-kereviz çorbasıyla azıcık bi kilo veriyimm yoksa 1 ay önceki kiloma geri gidene kadar diyetisyene gitmiicem diye kendime söz verdiimden böyle kendi kendime debeleniceemm..Korkuyorumm,panikteyimm,canım sıkkın,kafam karışıkk.Anlamadım ben bu metabolizmayı..Acaba bu bana metabolizmamın bir oyunu muuuu..Al ver al ver işte sonuç bu muu..Ben gidip bi lahana çorbası içiyim bakiimm..akşama kaç kilo almış çıkıcam!
Bu blog olayını keşfettiğimden beri uyku düzenim şaştı galibaaa,sabahları erkenden kalkıyorum,akşam erkenden uyuya kalıyorum,salonda uyumuş kalmış ve kocacık beni uyandırmaya çalışsa da salon koltuğundan kendimi uykunun tatlılığı nedeniyle kaldıramamış olduğumdan gecenin bir yarısı cin gibi koltukta dikiliyorumm ve bir heyecan bloglara kaldığım yerden devam ediyorum ,tekrar uyuyorum,sabahın köründe kalkıyorum falann! Bu nası olcak canımm,zombi gibi oldum:) E bu diyetimi de etkilicek diye korkuyorumm,şimdilik, son 4 gündür direniyorumm,iyi gidiyorumm..Çünkü insan gecenin 1 yarısı kalkınca,bişiler yemek istiyorr ve ben demin bir bitki çayı içerek bu isteği körelttimm.Hadi bakalımm hayırlısıı!
Diyetim nasıl gidiyor diyecek olursanızz,efenimm fena diil hanii..Dün yani çarşambaa,sabah gene saat 8 de uyandım,nesfitle başladımm güne(light süt ile), sonra 2 saat sonra light sütlü kafeinsiz kahvemi içtimm..(bu arada diyet yapıp kahveyi çok sevenler,kafeinsiz nescafe diyete zarar vermiyor,tadında da hiç bir fark yokk) Sonraa, canım arkadaşım Begocanla konuşup,uzun zamandır ertelediğim ,çocukluğumun,gençliğimin ve tüm zamanların en sevdiğim alışverişi mekanı olan Yeşilköy Çarşamba Pazarı seferini yapmaya karar verdikk..Dakiklik konusunda biraz problemli olan bendenizz,konu pazar ve babaevi civarları olunca kendimden görülmeyecek bir ataklıkla tam vaktinde Begocanın evinde aldım soluğu..! Tabi bunda,canım arkadaşımın yeni doğurmuş bir lohusa hanımefendisi olması,sürekli süt vermesi gereken ve hatta süt banyosu yaptırdığı güzeller güzeli bi bebekle yaşaması nedeniyle vaktimizin sadece canım yeğenimin annesinden süt almayıp yorgun düşüp uyuduğu 2 saatlik ara dilimleri olmasının da etkisi büyüktüü..Yani vakit nakitti ve biz yavru begocanın uyuması sırasında pazarın altını üstüne getirmeliydikkk..Öyle de oldu nitekimm..Gördük ki eski performansımız azıcık yara almış olsa da hala fena değilizz,o 2 saatte hem kılık kıyafette pazarın tüm moda tezgahlarını eşeledik,arada lohusacan acıktığı için bir tantuni molası verdikk..ki ben hiç yemedimm yeminleee,süperim,azimliyimm,lohusa da değilimm neden yiyeyim diyerekk sadece çay içtimm, neyse e bir de meyve sebze alışverişimizi de hallettikk..Mutlu mesut evimize döndüükk..
Tabi bu arada,benim gençlik dönemlerimi bilen çook tanıdık pazarcılar ki kendileri kılık kıyafet tezgah sahipleri oluyorr,benim elimde sebze torbalarının kıyafet torbalarından çok daha fazla yer aldığını görüp az şaşırmadılarr,hatta ayakkabıcı Zeki (kendisini 10 senedir tanırım:)),'' sen bu hallere gelicek kızmıydın Crystal ''dedi..Eh dedimm,hem evli hem diyette olmak böyle bişi Zekicim,haftaya gelicem ben ayakkabı bakmaya sen üzülme diyerek,tezgahına aceleden hiiç bakamadann ayrıldıkk...Pazardan ayakkabı da alınır mı yuh artık demeyinn,Çarşamba Yeşilköy,Cumartesi Bakırköy, diğer günler de bi yerlerde ama artık takip edemiyorum, neyse bu pazarlarda olan Zeki'nin tezgahına bence bir göz atınn derimm..Yazın bilimum trendy terlik ve ayakkabıları,kış sezonunda da Paris modasına parallelik gösteren bot ve çizmeleriyle Zeki aslında pazarda benim 1 numaralı alışkanlığımm..Tabiki ultra bir kalite beklememek lazımm, ama çeşit ve renk arayıp çok da para vermiyim diyorsanız ayakkabıda,Zeki ortalama birçok ayakkabıcıyla yarışır,benden söylemesi:)
İşte böylee, pazarı bitirdikk,sebzelerimizi aldıkk,o kadar diyetteyim ki sebze harici sadece 2 adet tekstil alışverişim oldu, biri çok güzel snoopyli 3lü bir pijamamsı ve kıyafetimsi bişiy,şimdi üzerimde çok şık oldu(penye pantolon,t-shirt,ve fermuarlı uzun kollu üst ten oluşan siyah,pembe renklerin hakim olduğu her yerinde snoopynin figürlerinin olduğu bir takımm), bu aralar böyle ev kıyafetlerine taktım kafayı,evde oturmaktan olmasın sakın:) neysee, diğeri de böyle tunik gibi bişiydi,onu niye aldım anlamadımm...
Ama pazarda,günün modası ne varsaa,hepsini bulabiliyorsunn, bir kez daha gördüm ve hatırladımm..Çok keyiflii birşey o tezgahları didiklemekkk, bi ara 4 tanesi 10 ytl diye bağıran ve Nike işareti olan penye eşortman üst ve altları satan adamın tezgahında didiklemekten kendimi kaybetmişim,begocan çekip götürdü beni ordan:) E napiyim, 4 tanesi 10 olunca her bi tanesi defolu oluyoo,aslında sadece defodan oluşuyorr:) niyeyse adam o lafla sanki hipnotize etmiş beni,ne ihtiyacım varsa 4 tane defosuz penye eşortman üstleri ve altları bulmaya çalışıyor ama 1 tane bile bulmakta başarılı olamıyordum:)

İşte böylee, sebzelerimi aldımm,yarın lahana çorbası yapıcamm, 3 öğün sadece lahana çorbası içerek yağ yakımını gitmeyi düşünüyorum önümüzdeki 2 gün içinn..Çünkü cumartesi tekrar pek muhterem diyetisyen doktorcuğumla görüşücemm,tartılma faslım olacakk,çok heyecanlıyımmm!
Ne yedim bugün başka dersemmm, sabah dediğim gibi nesfitt, öğlen kepekli beyaz peynirli sandviçç, arada bişi yokk pazarda koşmaktan,sadece 1 çay, akşam da diet yoğurtlu zeytinyağlı ıspanakk yedimmm...Gayet az yemişimm, gurur duydum kendimlee..
Ayrıca bugün diyet kardeşlerimin bloglarında okuduğum phyto slim den almaya karar verip eczaneye gittim ama bilemediler onun ne olduğunuu...Doğru değil mi phyto slimm,neye yarar arkadaşlar biri bana anlatsınn..
İşte bi günü de öylece bitirdimm..
biraz gevezemiyim sankii,yazılarım da benim gibi bi türlü bitiremiyorum:)Kocacık ben çok konuşunca çene ishali oldun diye takılıyo bana!,şimdi ben de diyebilirim ki blog ishali oldum:)tutamıyorum kendimi durmadan yazıyorum!Bu uzun yazıyı okuyan sayın okuyan,sabrına hayranımm.öperim!

Salı, Ocak 17, 2006

güsel bi yer

Daliye de bahsettiğim bi yer var,şimdi sizlerle burayı paylaşiim dedimm.Aslında kıymetinizi bilinn kızlar, buraya kimler benle gitmek istiyor da kurayla götürüyorum:)
Şimdi, ben zaten bir önceki işimde sürekli ihracatçı firmalarla görüşüğümden hemen hemen her sektörde,İstanbul ve Balkanlardaki bilimum fabrika satış mağazalarını bilir olmuştum,e tekstil sektörü de tabi başı çekiyor bu mağazalar içindee:) Bugün size anlatacağım yeri ise, son işimde çalışırken buldum çünkü bizim fabrikaya çok yakın bir yerde bu fab. satış mağazası..
Ancak yeri biraz sapa gelebilir, malum fabrika diyoruuz,sanayi bölgesi biraz bu dediğim yerlerr..
Efenimm şimdi bu firmanın adı Görkem Tekstil vee orayı tanımamla benim zaten yoğun olan alışveriş tutkum tavan yaptıı..Ama bu arada normal dükkanlardan alışveriş yapma olayım da son bulmuş oldu..Ben yaklaşık olarak 3 yıldır bayaa bi sezon alışverişimi buradan yapıyorum ve çok memnunumm..Memnunum çünkü kalıpları da bana uyuyor,yani bazı markalaarın düdük gibi şeyleri bana pek uymuyoo, burası süper, hem Almanya'ya hem Amerikaya ve başka bir çok yere çalışıyorlar,ve ihraç fazlası olarak da bu çalıştıkları markaların ürünlerini satıyorlarr.
Bu markalar H&M,Miss. H,Express, Esprit falan ..Ben ekim ayında Amerikaya gittiğimde Express'in mağazasında o an üzerimde olan Görkem'den 17 ytl ye aldığım siyah kaprinin orda inidirmde 69 dolar olduğunu görüncee,aynı pantolon gerçektennn, ne kadar doğru bir keşif yaptığımı tekrar anlamış oldum:)
Kalıpları, hafif balık etliler için çok başarılı,tabi ki normal kilolulara da gayet güzel oluyo ama bişi var ki herkesi memnun ediyoo, burdan aldığınız ürünler ,dışardan aldığınız ürünlerden genelde 1 beden küçük oluyoo ,yani 42 bedenseniz kolaylıkla Görkem'den 40 hatta 38 beden olan pantolon falan içine girebiliyosunuzz,bence en moral verici özelliği buu..E tabi bir de sezon başlarında inanılmaz fazla çeşit oluyo,o da güzel bişii..Bir de fiyatların uygunluğu eklenince ,amanın da aman diyim be sizeee!
Eskiden daha ucuzdu ama geçen sene bir yenilendi,bir büyüttüler tükkanı , yoğun talep olunca imajı da değişti Görkemimin:), ama yine de hala gayet mantıklı fiyatlar ve güzel şeyler varr..
Şu anda giderseniz pek verimli olur mu emin değilim çünkü sezonun sonuna geliyoruz ve yılbaşı ve bayram indirimi yaptılar en son o fiyatların da üzerinee! Ama ben eğer arabanız varsa veya arabalı bir arkadaşınızz, muhakkak bir kere Görkem'e uğrayın derimm,illa bi parça bişi bulabiliyosuunnn..Hele sezon açılışı yaptıklarında yeni ürünler falann, amannın kendini kaybediyosun!
KROKİSİhttp://www.gorkem.com.tr/kroki.htm İŞTE BURDAAA
eğer daha detay isterseniz, ben size daha detay tarif veririmm..şimdilik bu kadar,hadi öperimm:)

yeşilim,yeşilsinn,yeşilll...

evett, döndüm işte diyet günlerimeee..tartıya bakmadım 1 hafta boyunca da bakmicaam, en son 75timm,bakalım görücez bu diyetten sonra ne olucamm..
Ama aylarca diyetisyenin verdiği diyetleri uyguladıktan sonra,şimdi böyle kendi başıma biraz saçma bi diyet yapıyomuşum gibi geliyo..2 sabahtır nesfit yiorum light sütle,öğlen karnıbahar salatası(az zeytinyağlı), dün akşam biraz bozar gibi oldum,ama çok az ,kavurmalı yumurta yedimm..Bugün öğlen yoğurtlu ıspanak yiicemm..Akşamüstü bir elmam olucak,akşam da gene bi sebze yiyim diyorumm..Yani yeşille yaşiyimm,yeşile veriyim işte kendimi mantığıı..Şu geri aldığım 3 kiloyu verene kadar,diyetisyene gitmemeye karar verdimm, utanıyorum adamdan..Halbuki ne alaka dimi, para veriyoruz adama,noolcakk.Ama yokk ,en azından en son onun tartısında çıktığım kiloyla oraya gitmeye kararlıyımm..Hayırlısı efemm:)
Ama bişi gördüm ki çok fena , bu 1 aylık diyet bozma sürecinde, insan çabuk alışıyormuş eski yemek stili olan abur cubura maleseff,ne güzel düzen kurmuşkenn,gene allak bullak etmişim bünyemii,bünyem şaştıı,düzelticez umarımm..
işte böylee, geldik gene eski düzene,yeşil ye yeşil kal,neşeli ol ki genç kal:)
öptüm sayın okuyan!

mülakatt ve benn

Dün o kadar stres yapmışım ki iş görüşmesi öncesi,eve gelince biraz blog okudum,yorum yazdımm,kendi günlüğümü yazacakken uyuya kalmışımm,yok sızmışım resmenn,ne yormuşum beynimi demek ki görüşme bitince bırakıverdi kendini:)
Neyse efemm, görüşmeyi anlatiimm..Aslında öncesini anlatiim önce..Sabah deli gibi erkenden kalktımm, kuaföre falan gittim,süslendim ama çok da abartmadımm hani fazla da kokoş gözikmiim diye..neyse evden çıktım,görüşme karşıda ,köprü kalabalık olur falan diye 1,5 saat önceden çıktım ama 20 dakikada olay mahaline vardımm,tabi bu hem iyi oldu hem kötü..iyi oldu geç kalıcam stresi sıfırlandı,kötü oldu arabanın içinde kendi kendime konuşmaya başlamıştım beklerken,kendimle mülakat yapıyodum:) Bu arada sabahtan beri 20 kere aradığım canım begocan ve müjdikcan 'a saniye saniye stres durumumu paylaştımm..kendileri benim çok kadim dostlarım,Allahtan bana katlanıyorlar,dün mesela benle görüşmeye girmiş kadar oldular sayemde:)
Neyse artık son 10 dakika kala gittim firmaya.Çok havalı bir sitede,normal bir apartman dairesinde kurulmuş bu danışmanlık firması.Hoşgeldiniz beşgittinizden sonra beni toplantı odasına aldılar,X hanım gelicek şimdi diyerek odanın kapısını kapatıp gittilerr.Bu arada bişi alırmısın dediklerinde ben diyetteyim su aliim yalnıza teşekkürler dedimm.Sonra da içimden kendimle tartışmaya devam ettimm..Allam deli miyim,ne gerek var diyetteyim demeye,acaba su istemesemiydim,hiçbişi mi istemicektim,bu da mı bir deneme ,şeklinde sorularla geçip toplantı masasının bi tarafına oturdum..Tabii şimdi,uzun zamandırr yıllardır yani iş başvurusu için mülakat yapmamış olan biri olarak herşeye şüpheyle yaklaşıo insan..Mesela; beni bıraktılar içerde,suyumu getirdiler, sonra bekle bekle gelmez xhanımm..10-15 dakika geçti..Ben bu sürede,kafamdan milyonlarca soruyla mücadele ediyorum haberleri yok:) acaba bu masanın doğru tarafına mı oturdumm,yoksa karşıya mı oturmalıyım,olur mu karşı tarafa oturursam kapı açılınca sırtım dönük olucak,yok yok doğru oturdumm, çantamı masanın üstüne mi yan sandalyeye mi koysam,bu cvleri niye elimde getirdim ki zaten onlarda varrr,neyse masanın üstüne koyiim cvyi, belki unuturum kendimle ilgili bişiyi kopya çekerimm,YUH yani bunu da düşündümm,insan kendi hayatını unutur mu artık canıım:)..Falan gibi sorularla boğuştumm..He bir de ayağa mı kalksalm dolansam mı odanın içinde dedimm sıkıldım çünkü,sağdan sağdan gelmeye başladılar 20 dakika olmuştu, bu arada diğer kızcağız,bana telefonda mülakat yapan geldi x hanım hemen gelicek kusura bakmayın dedi,ben de bir tebessüm ettim tabi tabi die..Neyse ben ayağa mı kalksam,pencereden mi baksam,ay ayağa kalkarsam kötü bişi mi acaba beni sabırsız olarak mı değerlendirirler,Allahım bu odada kamera mı var yokssaaa,falan derkenn X hanım ve beni telefonla mülakat eden diğer Y hanım geldilerr, özür dilediler geç kaldığı içinn..Ve başladıı görüşmeee..Hayır hiç korktuğum gibi değildi,bana öyle acaip sorular sormadı,bi kere kızla elektriğimiz acaipp tuttu ve ben başladımm konuşmaya off süperrr..gülüyoruz arada,merak uyandırmışım bazı şeylerde onları anlatıyorum falan süperrr...Evet gayet güzel geçti yani görüşmemm..Sıcak ,samimi ama dozunda,ben hem havalıyım,hem coolum ama aynı zamanda şeker bi kızım durumundayımm:)tembihler aldım ya canım kankalarımdann, he araya ingilizce kelimeleri de eksik etmedim-ki aslında hiç hiç hiç sevmem bu şekil konuşmayı-- ama ben ingilizce kelime soktum,x hanım da durmadı o da 3 kelimede birr ingilizcesini kullandıı..Güzeldi yanii,ben beğendikleri kanaatindeyimm, firmayı da öğrendim,ürünü de , iş belli olsun olup olmicaı zaten sizle paylaşıcamm.Ama olursa çok iyi olacak bir firma ve pozisyon,onu anladımm..Olmasa da bu kadın beni sevdi, başka pozisyonlar için beni önerecek,öyle dedii,sevindim ben de çünkü bu head hunter firma çok büyük firmalarla çalışıyorrr..Hadi bakalım hayırlısı diyerek devam ediim ben, neyse görüşme gayet güzel bitti, odadan çıkıyoruzz , o ana kadar kendini tutan benn,tam kapıda o diğer y hanıma bir anda soruverdimm, siz bilmem kimle bir akrabalığınız var mı,bu bilmemkim de kızla aynı soyadda,benim eski firmanın üretim müdürü bir adamm, neyse kız hmm olabilir bizim aile geniş dedii..Ya ne gerek var canım benim, nie soruyorum böyle bişii,kız babam dese noolcaaakk!noolcak ki yanii,çok gereksizdi bu soru çok! O kadar cool yapmışımm,güzel,bitmişş,sen ne diye sorarsın bu soruyu..İşte tipik bir ben,illa ki bişi yapıcammm:)
Kapıdan kendimi atar atmazz kuşş gibi hafiflediğimi hissettim,süper bi histi..Yani kiloca diil de ruhenn:)Kiloca da olucak tabii yakındırr,diyete geri döndüm gene ,yazıcam ne yediimii..
işte böylee,sonra görüşmeden çıktımm,o kadar eski işimden bahsedince, bi gidiyim göriyim eski ofisimi dedimm ve doğruca eski işyerime gittimm,süprizzz yaptıımm...Özlemişim arkadaşlarımıı,iyi olduu..Ama gördüm ki ben ve bir arkadşım daha vardı o da çıkınca ofisin eski neşesi hiiç kalmamışş,aslında doğrusunu söylemek gerekirse ofiste neşe kalmamışş.yok yok bana öyle gelmedi,kızlar da söylüo bunuu,umarım kısa zamanda orası bizim eski günlerimizdeki gibi canlı cıvıl cıvıl olurr..E biraz bunu biz yapıodukk tabi canımm:)

ya işte böyleee,ben korkmuyorum artık iş görüşmelerindennn,savulunn geliyoruumm benn:)

Pazartesi, Ocak 16, 2006

bir acaip hikaye..gece,krem ve bizim çöp kamyonu..

Annemin hikayesini anlatiim dedim,aşağıda ama şimdi ayrı postta yazınca bu post yeni olduğundan üstte yer olacakk, saçma oldu önce aşağıdaki postu okumak lazım sayın okuyan,bu aşağıdan devam ediyor arkası şimdi şeklinde:)Uff ben çok acemiyim ya daha !Hayal ettiğm gibi olmadı!Allttaki yazıdan sonra aşağı doğru gitmesi gerekti ama neysee.Amaan yaa:)
Şimdi dediğim gibi ,demiştim di mi?, biz ilginç bi aileyiz..Yani babam,annem ,ben ve kocam..Herkes şahsına münasır..Babamı,beni,kocacığı da ilerleyen günlerde yaşadğımız ilginç olaylarla zaten anlatıcam ve tanıyacaksınız .Şimdi ben annemle yaşadığım son bomba hikayelerimizden birini anlatacağım.Bugünkü ilginç zat,annem canım benim:)
Efenimm, benim annem ve babam beni evlendirdikten sonra, değişik bir yaşam şekli benimseyerek, e verdik gitti kızımız da zaten, bari hayatımızı yaşayalım diyerekten, her bayram,her seyran,her cumartesi,pazarlarını değişik çeşitli turlar ve seyahatlerle doldurarak bir nevi seyyah olmaya karar verdiler..Ben evlenmeden de fena gezmezdik ,son derece organizatör bir babam olduğundan ötürü ama ben evlendikten sonra babam organizasyonda sınır tanımaz oldu ve hafta içlerinde bile tatile gidemiyosak bari yemeği dışarda yiyelim diyerek anneme evde yemek de pişirtmez oldu falan neyse..Evet ne diyoduk, şimdi anneciim ve babacımm, gene bir haftasonu tatilini değerlendirmek için cuma akşamından iş çıkışı çook sevdikleri bir kaplıca yöresine doğru gitmişlerdi.Ben de o gece, kocacık ofiste işi yoğun diye geç çıkacağından, annemlerin de olmamasını fırsat bilerek annemlerin evinde kalmayı planladım,kocacık da oraya gelecek biz böyle bir nevi değişiklik yaşicaktık.Onun da öncesinde fırsat bu fırsat diyerek, uzun zamandır görmediğim benim çocukluğumun ,gençliğimin geçtiği semtimizdeki canım arkadaşlarımla buluştum,kocacık gelene kadar..Tam arkadaşımın evinde kızkıza muhabbetin dibini vurmuşkenn, telefonum çaldı,günlerden dediğim gibi cuma ve saat gece 10.10du..
Arayan tabii ki annemdi, feribottan inmiş,otele varmış ve acı gerçekle yüzyüze kalmıştı:
Annem: Crystal, korkunç bişi olduu
Ben: (Ödü patlayarak) Nooldu anneee???(arkadaşların sohbeti kesildi ve beni dinliyorlar merakla)
Annem: Benim yeşil torbam çıkmadı bavuldann..
Ben:???
Annem: içinde tüm kremlerim, şampuanlarım, kesem,sabunluğum,tarak,fırçalarımm, ahh ahh ahh bakır tasımmm..
Ben: Bakır tas mı anne??(hani hamamda kullanılır ya)
Annem: Ah ben nası koymadım o torbayı,Fatmaya söylemedim mi koy die o torbayı acabaa..

Şimdi burda araya girerek diicem ki, evet annem biraz sever bu hamam,sıcak su ve yıkanmayı, ayda bir giderler bu kaplıcalara, anlamak lazım kesesinin,şampuanlarının hele ki bakır tasının olmamasının onda tam kaplıcaya gittikleri anda yaratacağı moral bozukluğunu:)
Hmm bir de olay o gün söyle gelişir, bizim bir de her eve lazım bir Fatma Ablamız vardır,anneme de bana da temizliğe gelir, anneme gider hadi yakındır ama baanaa taa İstanbulu bir ucundan gelir ki bu da ayrı bir yazı konusudur, neyse, bu Fatma Abla o günün sabahı annemde temizliktedir, annem de işe gitmeden bütün bavulunu hazırlamış bu banyoyla ilgili ıvır zıvırı yeşil torba dediği herhangi bir torbaya koymuş banyo kapısının kenarına bırakıp çıkmıştır ki Fatma torbayı bavula koyar, babam da bavulu arabaya götürür diye...
Neyse devam ediyorum:)

Ben: Söylememişsin demek ki anne!!
Annem: Hay Allaaahh, napıcam ben şimdiiii
Ben: E torbada ne vardı başka
Annem: Ay bütün kremlerimm, senin o Amerikadan getirdiğin krem,göz altı kremim,bakır tasımm,tüh tüh tühh..
Ben: Amaan noolcak anne, orda idare edersin,3-4 günn..
Annem: Acaba sen sorsan mı yurtiçi kargoya,yarın sabah versen akşam burda olur mu diye
Ben: Anneee?yarın cumartesi , o torba sana anca pazartesi gelir ki sen salı dönüyosuunnn
Annem: Sen sor yine bi sabah hı?
Ben:Olur sorarım canım,hadi üzme kendini
Annem: Amann iyiii
Der kapatır çok üzgün olarak...Bu arada bizim kızlar yıkılır bu dialoğa,şampuan ,kese,bakır tas:)
Ama ben canım anneme de hak veririm içimden..E haklı kadınn, kaplıca için gerekli tüm malzeme eksik!Neyse biz güleriz,konuşmaya devam ederiz derken 10 dakika geçmeden telefon bir daha çalar..
Annem: AAHH Crystal çok fena bişi olmuşş
Ben: NEEE??
Annem: Fatmayla konuştumm, o torbayı çöp sanıp atmışşşşş
Ben: -Gülmemek için zor durarak- NEE diyosuunn
Annem: Yaaa, insan içine bakmaz mı canımm,sanmış ki banyoda görünce çöp torbası,atmışşş
Ben: e ne vardı torbada
Annem:-tekrar sayıyo- şampuan,bakır tas,kese,krem ..
Ben:o krem de var di mii diyerek amerikadan aldığım bu meşhur son günlerin konuşulan bir botox kremine dikkat çekiyorum,çekmeliyim çünkü krem burda 270 ytlye satılıyo, ben ordan sevinerek yarı fiyatına diye ama çok da kıyamayarak almışım sadece 1 tane anneme o kremden..
Neyse bu botox kremi adı da Strivectin, o da var ya torbada ben ona üzülüyorum tabii
Annem: ya o da var ama benim bakır tas,kese
Ben: Annee,ne tası ne kesesi senin o değerli krem gitmiş
Annem: yaa, bi de body mistim vardı(bak hala başka şey sayıyo, body mist de gene ona Amerikadan aldıım bizim çok sevdiğimiz bi deodorant 7$ ama, bu krem 110$ orda 270 ytl burda!!,annem hala kremi sallamıyo:)
Annem: Ben şimdi Fikreti aradım o bakıcak kapının önüne(fikret bizim apartman görevlisi)
Ben:hıı iyi ben napiim,gidiim mi evin oraya
Annem: Tabii sen koş git bak bakalımm
Ben: iyi

telefon kapanır ve kızların şaşkın bakışlarıyla ben şu işi halledip geliyorum ben diyerek arkadaşımın evinden uçarak çıkıp gece saat 10.30 sularında annemlerin evinde doğru arabayla gazlarııımm..Bi bakarım ki kapının önünde o siyah büyük çöp torbaları yokkk..Fikretin kapısını çalarken acı gerçeği bilir vaziyetteyim..DI NI NI NIII, evet Fikret de açıklar ki çöpler malesef toplanmıştırr..
Acı gerçeği anneme bildirmek için telefonu elime aldığımda annem zaten aramaktadır,açarım telefonu:
Annem: Almış çöpçüler çöplerii
Ben:evet yok çöpler anne,toplamışlarr
Annem: Gitti torba bak görüyomusunn(ama sesi nasıl üzgün)
Ben: (Dayanamayarak bu üzgün sese) Anne, ben demin gelirken çöp arabasını gördüm arka sokakta
Annem: E ne duruyosun koş yakala
Ben:(aklım nerde o sırada bilmiyorum) tamam!!
veee benim çöp arabası takip görevimm başlarr,günlerden hala cuma ve saat gece 10.40dırr..Çöp arabasını 2 sokak aradıktan sonra bulurumm, 4-5 çöpçü arkadaşa seslenirimmm,adamlar benim arabanın etrafına toplanır,durum anlatılır,meğer çöpleri toplayan bzim semtte 2 araba vardır, e peki kim toplamıştır o gece bizim apartmanın çöpünü,sorulur, öğreniliir, ne yazık ki bu araba değil diğer çöp kamyonudur..Ama asla yılmak yoktur,gözümün önünde çöpler o kamyonda preslenip dururken ben hala ısrarla o torbayı sağlam bulacağıma inanarak diğer kamyonun lokasyonunu öğrenme peşindeyimdir:)
Bu arada zaman zaman anneme de telefonda bilgi verilir,o da bi dur kızım napıyosun yaww demezz,merak ve üzüntüyle yeşil torbaya ulaşacağım anı bekler:)
neysee efenim,çöpçü arkadaşların da yardımıyla bu kamyonların ,yüzlercesinn boşaltım yaptığıı yerin adresi öğrenilir, ama çöp kamyonunun şoförü bana akıl verir, Ablaa, sen o boşaltıma gitme, gidersen hiçbişi bulamassın,sen en iyisi bizim yönetimin olduğu yere git, o sizin çöpleri toplayan kamyona ulaşsınlar,o kamyon boşaltıma gitmeden yönetimin oraya gelsin orda boşalttırın çöpleri.. derrr ve bana o yönetim dediği çöp toplama şirketinin adresini verir..Gözlerim parlar,saçmalarım ben ,hala torbanın sağlam olacağına inanırımm,gözlerimin önünde atılan her çöpün önlere doğru pres pres preslenmesi olayı yaşansa da o kamyonda..
Vee, anne aranır, son durum bildirilirr:
Ben: Anne, ben kamyonu Osmaniyedeki çöp toplama firmasının oraya çağırtmak için Osmaniye'ye gidicem,gidiyimm mi
Annem:Osmaniye mi?
Ben: Hıı
Annem : Saat kaç?
Ben : 10.55
Annem: Ay yok Crystal,boşver artık napalımm,bırakalım canımm,gitti gidennn..
Ben: ????
Eevett, o an annem kendine geldi, ben kendime geldimm, napıyorum ben çöp kamyonunun peşinde dedimm..Hadi annem presleme yapan çöp kamyonundan yeşil torbasını bulacağımıza inanmıştı, bana noluyodu ki:) Evlat işte,dayanamadı annesine, görüyomusunnn:)
Yaa işte böölee,bu arada bu olanlardan o saate kadar kocacığın haberi olmamıştı,anlattığım zaman bana asla bunları yapmama izin vermiyeceğini söyledi..Ama napiim kocacım,kremm çok mühimmdiii,ben giden kreme üzüldüm,parasını ben verdiğimden midir nedir :) annem de bakır hamam tasına,ya onun bi spesifik adı var yazı boyunca hatırlayamadım bu arada!
işte biz böyle biraz acayibizz:)
Krem gitti,şampuan gitti, annem hala tasa üzülüyo mu bilmem ama çöpçü arkadaşlar torbada altın veya para olduğunu sandılar ona eminim,para tabi bi nevi para kardeşimm , taaa amerikalardan taşımıştım ben o zamazingoyu:)
bir dahaki sefer başka bir absürd crystal ailesi hikayesinde buluşmak üzere efemm..:)iyi gecelerrr..aman çöp atarken tikkatli atın e mi:)

Pazar, Ocak 15, 2006

amanınn iş görüşmem var benim :)

Ne çabuk bitti canım bu bayram tatilii..Bana ne oluyosa tabi bu arada!Çalışmayan etmeyen ben bi havaya girdim sanki bana hergün tatil değilmiş gibi!Ama olsun kocacık evdeydi ve biz bu bayram hiiç bi tatil yöresine gitmeyerek acaip bir dinlenme tatili yaptıkk.Kendimizi o koltuktan diğer koltuğa attıkkk, tvde ne varsa seyrettik , bi dinlendik ,feci fecii:)Neyse, ben artık bu hergün tatillik durumumdan kurtulmaya karar verdiğim için son bir aydır çeşitli iş başvuruları yapmaya başlamıştım ve geçen hafta hiç başvuru yapmadığım bir firma daha doğrusu bir head hunter beni aradı..Pek şaşırdımm,sevindimm,çamaşır asarken aramış oldukları için biraz alıkça konuştum kendileriyle ellerimde mandallar telefonda mülakata tabi olduğumdan olsa gerek:)
Ama yine de pek etkileyici bir cv mi yaptım nedirr:) beni görüşmeye çağırdılar..Yarınn 15.30 da gidiyorummm...Yabancı kökenli bir danışmanlık firması bu görüşeceğimm, ve pozisyon da Export Sales Executive, güsel bişi yani..İşe alacak firmanın adı pek gizli ama uluslararası bir firmaymış ve fmcg ,yani efenimm, hızlı tüketim malları alanındaymışş,e ben de sordum o head hunter temsilcisine, ürün nedir pekii, yok onu da söyleyemezlermiş,söylerlerse ürünü marka direk ortaya çıkarmışşş..Bak sennnn...:) Meraktan çatlayacağım! Allahtan yarın gidicem, belki markayı öğrenirim şeklinde bir heyecanım varr..Sırf meraktan gidicem canım görüşmeye:)
Neysee , dün gece çok sevdiğim yakın dostlarımdan birinin evindeydik, o ,kocası ben ve kocacık, biizim klasik cumartesi ev oturmalarımızdan, kızlar geyikte,erkekler ya playstation da ya da kağıtta:), biz müjdikcanla bu iş görüşmesi için bir hazırlık yaptık,yani prova..Çünkü müjdikcan çok deneyimli bir İKcı, Allahım ne sorular sordu bana ne sorularrr:) Yok efendimm, satışçı profilini tanımlarmısınız, zor müşteri sizce varmıdır ,nedir, profesyonel hayatınızda sizin karşınıza çıkmış olan zor müşteri ve yaşadığınız sorun ve çözüm şeklinizi anlatırmısınız...Falan filannnn:) Ben de kendimi bişi sanırdımm,yıllardır iş görüşmesi nedir yapmıyorumm, en son 4 yıl önce son işim için azıcık bi görüşmüştük ama zaten beni diğer firmamda çalışırken müşterim oldukları için onlar kendileri iş teklifi yapmışlardı..Yani öyle çook profesyonel bir iş görüşmesi geçmişim yokk..Dün akşamki provaya kadar kendine gayet güvenen ben son 24 saattir tırsmaktan yaşam fonksiyonlarımı etkiliyorum:)
Amaann canıım,alt tarafı danışman firma,beğenecekler beni,onlar beğendikten sonra asıl o çook gizli firmaya gidicem,o firmada kimbilir neler yapacaklarr görüşme baabında..off falaan filaan yanii! Olursa yanii..Bakalım görücezzz!Hmm bi de müjdikcan bana tüyolar veriyo, bu head hunter ünlü bi head hunter, diyo ki arkadaşım, konuşurken aralara ingilizce kelimeler de koy bayılır onlar bu tarza diyo! Doğru diyoo, çünkü o telefon mülakatında ben dumur pozisyonunda elimde mandallar cevap verirken kız aralarda bana açıklama yapıyordu ve şööle şeyler dediydi: Biliyosunuz bu amerikan firmalarında çok flat bir yapı vardır...bu matrix sistemdeee....Hmm demiştimm ben de evet matrixx:) Ben de yapıcam bakalım bişiler,komik olcak bence yarınn:) Gelişmeleri anlatırıımm!
Diyet güncesine de yarından itibaren başlamaya karar verdimm.Benim diyetistenin listesine tekrar başlicamm.Sizle onu da paylaşıcam canım diyet kardeşlerim:)
Başka naaptım benn, bugünn evde gene yaymışş otururkenn,babamlar aradıı,bizim tarafa geçmişlerr, yani Anadolu yakası(malesef ben canım vatanım Avrupadan :) uzakta yaşıyorum evlendiimden berii, çok özlüyorum seni Avrupa yakası çokkk) ..Neyse efemm, hadi hazırlanın sizi almaya geliyoruzz yemeğe gidicezz dediler..Biz de zaten hiç sevmeyiz karı koca olarak yemeyi, Hay Allah tüh diyerek giyindik,üzülerek annem ve babamla buluştuk:) Bizim gibi yemeyi hiiiç sevmeyen :) babamm, bize her seferinde İstanbul ve Balkanların değişik restauranlarını tanıtmayı severr, neyse bu sefer de yıllardır gitmediği , en son rahmetli dedemle yemek yediği çook güzel bir balıkçıya götürdü..Hayret biz 2 obez:) karı koca nası bilmemişiz bu balıkçıyı anlamadımm( Aslında anladımm, biz biraz daha kebap seber bir aileyiz de ondan:) )
Balıkçı olması içimizi rahatlattı, çünkü soft bir diyette olan ben, balıkla diyetime pek zarar vermicektim..Zaten annem de rejimde, en kararlısından..:) Ama gerçekten rejimde ve inatla her gece annemi yemeğe götüren renkli kişilik babama rağmen 1,5 ayda 5-6 kilo verdii..Tabi bizim diyetisyen doktora gidiyor o da, ve her hafta bir heyecanla tartıya çıkıyor..Annemi,ilginç kişiliğini anlatmak için birazdan son bombalarımızdan birini anlatacağım:)
Neyse efemm, balıkçı çok şık ve güzeldi,Tuzla'da..Adı Mercan..Balıklar lezzetliydi,azıcık kalkan yedim yağsız salatayla, gayet diyet tadında takıldım yani..Fiyat olarak fast food bir balıkçı olmadığından,hani içkili falan şık bi yer, ucuz diyemicem, ama leziz olarak notumuzu alalıımm..
İşte böyle, keyifli bi yemekti,sonra annemler bizi evimize bıraktılar ve trafik varsa takılmayalım diyerek güzel semtlerine doğru yolaldılarr..
Biz de o saatten beri Sex&the city 3 bölüm üstüsteyi seyrettik kocamla, ve bu dizinin hala Türkiye'nin geneli için uygun olmadığına karar verdik gene:)Ama biz keyif almadık mı, gülmedik mi o ayrııı..
İşte böylee, birazdan yatmam lazımmm..ama önce şu annemin hikayesini anlatiimm..

Cuma, Ocak 13, 2006

Nazar mı sakar mı?

2 gündür yazamadım, halbuki vaktim de vardı ama son yazdığımda diyetimin ilk günü olduğunu söylemiş,el öpmeye gittim gelicem falan demiştim..Olmadı..Yani el öptüm tabi,bayramlaşmalar bitti ama benim diyet olmadı.Yok:( Ben hala o tartı yüzleşmesine rağmen tam hız devam ediyorum umarsızca bir yiyişe..Psikolojik olarak kendimi hala tatilde görüyor, ve tatilde diyet olmaz mantığını mı savunuyorum bilmiyorum ama kötü olan bi gerçek var ki ben son 8 aydır çalışmıyorum ve bana hergün tatil:) Yani pazartesi gelicek işe başlicam ve diyete devam ederim diye bişi yok! Evdeyim,evde olucam, bu yüzden kendimi kontrol etsem fena olmicak..
Neyse evdeyiz ya biz, misafir de ağırlıyoruz ya bazen, ben klasik ev toplama temizleme işlerine misafirler gittikten sonra girişiyorum ya işte o zamanlarda çok sık olmasa da bişiler kırıp döküyorum..En son geçen gece bir küllüğü en ince parçalarına ayırdım...Off dedim , saat gecenin 1i falan , sinirlendim tabi o saatte bir de yerden küllük parçaları ayıklicam ya, off dedim nazar var nazar..Koca dedi ki sakar var sakar:)
Evet, biraz sakarım kabul ediyorumm..Yay burcu sakar olur zatennn..Ama hiç mi nazar yok yaa..Nazara gelip sakarlaşmıyomuyum bennnn!!

Bapsi Bey'in tatil keyfi!

Oğlumuz Bapsi işten gelmiş, yorgun argın kendini bir koltuğa atmış tv karşısında kestiriyor.Biraz tatil onun da hakkı ama değil mi:)
Kendisi bizim bi tanecik köpeğimiz olup,ona köpek demek bin şahit ister! Kocacığın ofisinde ofis boy olarak çalışmakta olan Bapsican, tatil günlerinde bizim evde ikamet etmektedir.Hayatının tüm kısmını bir dolu ofis insanının arasında geçiren bu sevimli kişilik, kesinlikle köpeklikten insanlığa geçiş dönemindedir:) Köpek ve diğer hayvangillerle malesef çok anlaşamaz ama insanlarla gayet samimi ilişkiler kurma yeteneğine sahiptir.
Resimde görüldüğü üzere Bir Bezgin Bekir edasıyla, kocacıktan yani babasından gördüğü herşeyi model olarak alır ve uygular..İşte tv karşısında şekerleme yapan bir bapsi:) Arada da horlar,bazen iç çeker,rüyalara dalaaar gider:) Posted by Picasa

Salı, Ocak 10, 2006

Yüzleşme

Eveet, sonunda tartıyla yüzleşmem gerekiyordu..İtiraf ediyorum bu ilk cümleyi yazana kadar da bakmamıştım tartıya..Ve demin baktımm..dı nı nı nıııınnn, ben naapmışım yaa..
En son aralık 10du, diyetisyen doktorumuz pek sayın beyin odasında tartılmıştım..71,5 çıkmıştım ve ohh demiştim, haftaya 6 lı rakamları görücemm..Çünkü eylülde başlamıştım bu diyete ben ve artık hiçbirşeye giremediğini gören, süslenmeyi çok seven ama onu bile istemez hale gelen ve ağlama krizleri eşliğinde annesi tarafından zorla diyetisyene götürülen ben 82,5 olarak çıkmıştım ilk tartıda , eylül başında...O ilk ay ,süper motiveydim ve 5 kilo vermiştimm.Sonra ekimde bir Amerika gezisi çıkmıştı, çok korkmuştu ailem ve doktorum kilo alıp gelicem diye,halbuki gayet aynı kiloyla Amerikadan dönmeyi başarmıştım(15 gün az zaman diil sevgili arkadaşlar dile kolay 15 gün Amerikada,off ne donutlar,etler ,çörekler geldi önüme bilseniz!) Neyse ekimi de başarıyla atlatıp 2-3 kilo daha vermiştimm..Kasımdan aralık'a kadar olan sürede de 3 kilo gitmişti..Yani 11k ilo vermiştim ben 10 Aralık'a kadar..
Sonra noolduuuu... 15 aralıkta ufak bir operasyon geçirecektim, ve 2 gün öncesinden stresim başladı ve ben diyeti resmi olarak bozduumm..Operasyon başarılı geçti,bitti, yılbaşına kadar benim diyete tekrar başlama kararım bir türlü uygulanamadı..E yılbaşı da diyetle geçmezdi doğrusu(yani ben öyle sanmıştım) E arada 1 hafta vardı,bayram geliodu derken,bayram geldiii..
Heh işte al sana bayram Crystal Hanımm..12.45 itibariyle tam tamına 75 kiloyumm...Ohh Ekim ayına dönüşşş...
3 ay uğraş, 15 günde aynen geri alıver 3,5 kilo birden...Nasıl nankör şu kilolar, yağlar canııımm, insanın emeğine saygısı yok yani..İnsan biraz zaman tanır di mi:) Asıl salaklık sende Crystal Hanımm...öyle yumulursan tatlıya,nutellaya ,sonun bu işte..

Offf, tamam artıkk diyet kardeşlerim de oldu benim, blogum da var.. Başlıyorum gene anasını satiiimmm...
Evet, itiraf ediyorum,
sıkılmıştım diyettenn, niyeyse 10 kilo verince özgüvenim yerine gelmişti anlamsızca..Yok aslında anlamlı,her gören oo süper zayıflamışsıın, iyisin diyordu ben de keyifleniyorduumm..
halbuki daha vermem gereken bi 10 kilo daha varr!!! Sen kalk yolun yarısında istem dışı geri dönmeye başla! Hmmm diyetisyene de gitmeyi kesmemin bunla direk bir ilgisi var galiba:)

Olacak iş değill..Benim kendime gelmem lazımm ve işin acı tarafı demin tartıda kilomu görmem beni hala kuvvetli derecede kendime getirmedii..Motivaasyon hala çok yukarıda diil..Neyse ben olurum motive yeter ki beraberce asılalım bu diyete di mi arkadaşlar:)

Uff, şimdi bayramlaşmaya gidicez,kocacığın ailesine..Bugün benim yeniden başlama günüm olsun..Bayram mayram hikaye, asıl bayram hedeflediiğim kiloya indiiğim vakit olsunn..
Tamamdır, azıcık motive olmaya başladım!
Ben bi gidiyim el öpmeye, akşam anlatıcam bu ilk kutlu diyet günümü:)
Öperim sayın okuyanlar:)

Pazartesi, Ocak 09, 2006

ben yaptım , oldu!


işte ikea'dan aldığım laptop masası..Küçücük,sevimli bişi..Her yere taşınabiliyor o tutacağı sayesinde , bi de böyle yatay durabiliyor,ayarlıyosun..otururken rahat yazabilesin diye..
He , en önemlisi, 4-5 vida ama olsunn ben yaptım masanın montajını:) Kocam seyretti:)

İlk işim, temiz işti!
Akşam yazıcam demiştim ama olmadı..Pek yoğunduk canıımm..!
Ikea'ya gittik,kocam ve arkadaşlarımızla. Ikea gene tarihi kalabalıklarından birini yaşıyordu.
Bayram arifesi herkes evini mi dekore edicek nedir ben anlamadım..Aslında sadece yemeğe gelenler de var mıdır diye de düşünmedik değil ..E 1 sosisli ve kola 1 ytl olunca...kola da bir bardak diil sınırsızzz kola..Walla 10 kişilik aile adam başı 2 sosisli yese ve çatlayana kadar kola ,gazoz içse 20 milyon ödüo sadece! Hadi herkes Ikeaya:)
(Kocama göre batarmış bu Ikea,yemek bu kadar ucuz olmazmış:))

Neyse bayaa uzuuun bir Ikea turundan ve epey zamandır beklediim laptop masasını aldıktan sonraaa Ikeadan çıktıkk.Tabiki çıkışta sosislilerimizi yiyerek:)
Sonra sinemaya gitmek için bayaa bir uğraştık..Babam ve Oğlum'a bir türlü gidememiştik,hedefimiz ona gitmekti ama dolaştığımız,telefon açtığımız Anadou yakasındaki 5 sinemada da 16.30 ,19.00 ve 21.30 matinelerinin hepsi dolu olduğu içinnn sinema planını ertelemek zorunda kaldık.Malesef hala göremedim filmi,mendillerimi hazırlamıştım halbuki..
Sinema hayal olunca,daha gerçek bişiler yapalım dedik ve gayet gerçek bir ev alışverişi için Migros'a gittik..Dolap tam takır kuru bakır olduundan ve ben gene diete başlama modunda olduumdan, her türlü sebze ve meyve itinayla dolduruldu sepete:)
Sonra da Bayram tatili için Mısır'a gidecek olan bizim Amerika tatili arkadaşlarımız Ender ve Gülay'a gittik Mısır la ilgili tüyolar vermek için.. E ne de olsa tecrübeliyiz biraz Mısır ve özellikle Sharm konusunda..Balayını, ve işsiz geçen ilk zamanlarımdaki nerdeyse 1 ayını Sharmda geçirmiş biri olarak ben:) Canım,çok sevdiğim ortaokuldan beri arkadaşım Esruşum Sharm'da yaşıyor da ..Her türlü gerekli bilgi bende mevcut bu konuyla ilgili..Esruşumla ilgili de çok hikayelerim var , zamanı gelince anlatırımm..

Neyse Gülaylarda bayaa uzun oturduktan sonra gece 11 gibi evimize geldik...Ben de çok yazmak istememe rağmen biraz daha tecrübelenmek için, e biraz da meraktan bi sürü blog okudum gene,dolayısıyla yazamadımm..
İnsanlar ne güzel şeyler yazmış,ne değişik tipte siteler yapmış..Çok imrendim.
Ben de yapıcam :)
İşte böyle..güzel,dolu bir pazar günü geçirdimmmm..

Pazar, Ocak 08, 2006

bugün mutlu uyandım!

Dünden beri içim içime sığmıyor...Artık ben de hergünümü , heyecanımı , sevincimi başıma gelen binbir türlü abuk olayı kaydedebileceğim!
Şimdi ben uslanmaz deli,duygusal,heyecanlı bir yay burcu olduum için çok enteresan olaylar yaşayabiliyorum.Yani ben bunu yay burcuna bağlıyorum ama tabi başka bişiyin etkisi de olabilir yaşadıklarım..Mesela çok ilginç bir baba ve en az benim kadar komik olaylar yaşayan bir anneye sahip olmam, ya da benim tam tersim gayet sakiiin, minimum hareket yaparak maksimum yaşamaya çalışan bir durgun kocayla evli olmam gibi!
Canım kocam, çok seviyorum tabi onu...Fakat obezite sorunları yaşamamda büyük etkisi olduğu gerçeğini kendisi de biliyor sanırım:) Evleneli 1,5 sene, çıkmaya başlayalı tam 5 sene oldu..
Ve inanın zaten takıntılı , allerjik reaksiyonlu bana en son lazım olan şey bir de kilo sorunuydu..O da oldu..Tüm çocukluğum,üniversite hayatım gayet ideal en azından sağlıklı bir kilo ortalamasıyla geçti. Üniversite bitene kadar hiç diet yapmak zorunda kalmamıştım..Ne zamanki canım kocamla tanıştım, ne zamaki hayatımızın en büyük faaliyeti buluşup her türlü kebapçı,balıkçı,cafe restaurant gezmek oldu, o zaman işte başladı benim kilo artışımm..
Sene 2001 de 59-60 kilo olan ben, düğün günü 3 aylık dietisyen macerası sonrası zayıflamışş olarak 68 kiloluk bir gelin olmuştum:) Hmm, düğün bitti, balayı geçti, ve biz yeni evimizde günlerce misafir ağırladık..Zaten düğünde anlamıştık ne mutluyduk, ne çok arkadaşımız sevenimiz vardı, işte bu tüm sevenler bizim evde sırayla buluşuyordu! Eee, hayatı boyunca sadece mutfakta nescafe yapmış olan ben, evin tek çocuğu, el bebesi gül bebesi, bir anda mutfaktan çıkmaz, servis yapmaktan kendini alamaz olmuştu...Eee bi de çok yoğun çalışıyordummm, hem sabahın köründe yorucu işime gidiyor, bir ton deli işe uğraşıyor, akşamları da eve gelip mükemmel ev hanımı olmaya çalışıodumm..Çok zordu herşey,çok zorr..
Ben de kolayını buldum, baktım sürekli gelen arkadaşlarıma yemek yapmayı öğrenmek zaman alcak ve o kadar zamanım yok, her gelene çay partisi yapmaya başladım..Çay ve yanında bilimum börek,kek ve unlu her türlü ıvır zıvır...Bu börekleri ilk etapta sanmayın ki ben yaptım...Benim için kurtuluş kaynağı-o zaman öyle sanmıştım-yanılmışım!- ev yemekleri yapan bir yer buldum,hem temizdi hem ucuz, ve ağustos -aralık 2004 arası bizim hemen hemen sürekli yediimiz besinler bu teyzelerin yaptıı börek,kek,mercimek köftesi olmuştu..Eee gelen misafir hepsini bitiremedii için kalanlar kocam ve ben tarafımdan özenle temizleniyordu:)
Ve böylelikle 2 mizin de vücudunda gayet belirgn değişiklikler ortaya çıktı..Aralık 2004'de evlenmemizin üzerinden 5 ay geçmişti ve biz kocamla toplam 35 kilo almıştık!!! Ben 15 , o 20 :)
Ben hayatımın hiç bi döneminde olmadııı kadar şişmiştim,patlicaktım galiba!
Hiç bişi yapasımız yoktu, evde yatıp televizyondaki bilimum dizileri seyredip, tıkınıoduk! Arada arkadaşlarımız geliodu, onlarla da aynı faaliyetleri yapıoduk!
Ben evliliği böyle düşünmemiştim:)
Sonra nooldu! Sonrasını , nasıl kendime geldiimi,neler yaşadıımı akşamüstü yazacağımm.
Çünkü şu anda kocam başımda hadi hadi hadi şeklinde vızıldıooo, ve biz bugün keyifli bi pazar yaşayacağızz, İkeaya gidicezz, sonra da sinemayaaa..Oley:)
Arkası akşamaa...
Görüşsürüzzz efemmmmm!

Cumartesi, Ocak 07, 2006

nası bişimiş bu blog

Tüm hayatım boyunca yazmayı sevdim..Hayal gücümü kullanarak roman bile yazmaya kalkışmıştım zamanında!Çok küçüktüm ama yaa..!
Neyse, dün gece yarısı itibariyle e tabi şu sıralar işsizliğin de verdiği vakit genişliğiyle bu blog olayına derin bi dalış yaptım..İnanılmaz keyifli gözüküyordu.
Hele bir de işsiz bir ev kadını modunda ve zayıflama derdinde olan bendeniz için o diet kardeşliği bloglarını görmek çok cezbediciydi..
Ancak bi sorunum var! Neyi nası yapacaımı bilmiyorum..
Nasıl bu gruplara katılıacaım, kim benim bloglarımı okuyacak, ne zaman tam anlamıyla içine giricem bu olayın..Bakalım kısmet!
O daha zevkli günlere kadar ben yazmaya,hayatımı ve kendimi ve tabiki 15 gündür çökmüş olan diet programımı anlatmaya başliimm..Belki bir okuyan olur, bir yardımcı olan da!..Kısmet!

Hoşgeldin 2006...Hoşgeldim beennnn:)


Hayata hep umut dolu ve ışıldayan gözlerle bakmak dileğiyle...
hoşgeldin 2006 dünyamıza

hoşgeldim ben blog dünyasına:)